30 Eylül 2016 Cuma

Üniversiteli Kızlar İçin Kombinler

Üniversiteli olma zamanı geldiğinde lisedeki alışkanlıklarımızın değişmesine bir de her gün ne giyeceğim soruları gelir! Formaları atıp serbest kıyafete geçiş yapacağımız, artık bir meslek kimliği altına gireceğimiz uzun bir dönem vardır önümüzde! Yeni heyecanlar, yeni arkadaşlar, yeni bir çevre ve sosyal ortamı da düşünürsek üniversite gerçekten de hayatımızda büyük bir yere sahip diyebiliriz! Peki artık üniversiteli olduğumuza göre üniversiteli gibi giyinmeliyiz, peki ama nasıl? İşte bu yazımız tam da üniversiteli kızlar için!

Üniversite Giyim Tarzları

Üniversiteli olmak demek free yani rahat olmak demek! Okula her gün gitme zorunluluğunun biraz daha kalkmış olması, serbest giyinmek, istediğin derse girememek gibi özellikleri de düşünürsek gerçekten rahat olduğunu söyleyebiliriz!


http://www.stylishwife.com/2015/09/attractive-college-outfits-for-girls.html

Kampüs çimlerine yayılmak, kantinde uzun saatler kahve sohbetleri, binalar arası koşturmaca, uzun süren okula ulaşma saatleri.. Bu yüzden spor giyinmek önemli 

Üniversitede en yaygın olan giyim tarzı spor ya da spor klasik diyebileceğimiz tarzlar. Tabii moda dünyasında “College Style” yani okul ve kolej stili denilen bir stilde var, işte tam da bu zamanlar için!

Üniversite Giyim Kombinleri

Bir üniversitelinin en çok giyeceği kıyafet kombinlerinden biri kot – gömlek diyebiliriz! Hem tarz hem spor hem de şık bir kombin olan kot gömlek kombinleri üniversiteliler için da kurtarıcı! Yandan bir postacı çanta ya da sırt çantası ve spor ayakkabılarla da rahatlıkla kombinlenebilir!


http://www.polyvore.com/

Yine üniversitenin genellikle sonbahar ve kış günlerine denk geldiğini düşünürsek dış giyim de kombinlerin olmazsa olmazı! Deri ceket üniversiteli olmanın kurallarından biri! Biraz asi biraz çekici, deri ceketi kombininde kullanman için gerekli nedenlerden sadece ikisi!

http://www.luvtolook.net/

Deri ceket giyiyorsa genellikle beli kısa olanları tercih etmelisin! Altına giyeceğin, 2016 2017 sonbahar kış sezonunda da trend parçalardan biri olan simsiyah jean ile müthiş görünebilirsin!


http://www.stylishwife.com/

Üniversiteli giyim tarzında önemli parçalardan biri de desenli gömlekler! Özellikle ekoseli gömlekleri ister giy ister beline bağla! Biz özellikle bu triko elbiseli kombine bayıldık! Bir de sırt çantanı taktın mı senden güzeli yok!


http://wachabuy.com/

Üniversiteli olmak demek okul dışında da çokça vakit geçirmek, sosyalleşmek demek! Festivallar, tiyatro-sinema buluşmaları, sergi gezileri.. Dışarıda vakit geçireceksen mutlaka iyi bir stilin parçası olan şal ve atkıları tercih edebilirsin! Son yıllarda özellikle büyük ve uzun şal ve atkılar çok şık duruyor. Basit bir hırka giydiğin gün bile boynuna dolayarak oldukça tarz gözükebilirsin!

kaynak:http://www.stilonerileri.com/

29 Eylül 2016 Perşembe

Modern Evlerin Ortak Özellikleri

Gelişen teknoloji ile birlikte artık sahip olduğumuz yapılarda da modernlik beklentileri duymaktayız. Modern evler ve ortak özelliklerinden yazımızda bahsedeceğiz. Hemen hemen artık her evde klasiklikle birlikte modernliğe de kapılar aralanmaya başlanmıştır.

En iyi mobilyaları en iyi tasarlanmış şekillerde bulabilirsiniz. Alışılmışın dışında döşenmiş ev dekorasyonları ile birlikte kendinizi evinizde daha mutlu hissedeceksiniz.

Eski zamanlarda fazla alternatif bulamadığımız eşyalar artık birçok çeşitleri en yakınlarımızda yer almaktadır.

Sadeliği Beyaz Salon Dekorasyonlarında Yakalayın


Beyaz renkten yapacağınız salon tasarımlarınızda hem sadeliği yakalarken hem de şıklığı buluşturmuş olacaksınız. Modern ev tasarımlarında genelde son bir iki yılın favori seçimlerinde beyaz renk ilk sıralardadır. Beyaz içerisine eklediğiniz tek bir ton seçimi ile uyumu yakalayabilirsiniz.

Resimdeki gibi kübik tasarımsal mobilyalarda evinizde modernliğe bir adım daha yaklaştığınızı gösterecektir.


Saray esintilerini yakalamamızı sağlayan dore renkleri de mobilyalarımızda tercih edebiliriz. Son yıllarda genelde oturma odalarında kullanılan dekorasyonlar arasında bu iki seçenek beyaz ve dore en çok ilgi çeken ve dekorasyon çeşitleri arasında yer almaktadır.

Mutfak Dekorasyon Örnekleri Sizleri Zorlayacak

Kadınların en çok vakit geçirdikleri alan olarak bilinen mutfaklar bizler için bir evin en önemli yerleri arasında yer almaktadır. En güzel dekorasyon çeşitlerini mutfaklarına uyarlamak her bayanın en büyük halleri arasındadır.


Mutfak dekorasyonlarının başlıca unsuru mutfak dolabı tasarımlarıdır. Sizinde mutfak alanınız geniş ise en modern tasarımlardan olan masa ve ocak alanını ortaya kurmanız daha modern hem de kullanışlı alan oluşturacaktır. Mutfak dolaplarını ister akrilik parlak olan ister ahşap ya da laminat benzeri malzemelerden tasarlatabilirsiniz.

Yatak Odası Tasarımlarında Farkı Hissedin

En son olarak bıraktığımız modern dokunuşlar ekleyeceğimiz tasarımlardan biri de tabi ki de yatak odası tasarımları olacaktır. Yatak odasında kişiye göre modernlikten kültürelliğe göre değişik dekorasyon çeşitleri yapılmaktadır. Ayrıca Homify’den birbirinden şık ve modern yatak odaları için bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.


Varakları sevenlerden iseniz kesinlikle yatak odalarınızda bu motiflerden kullanmalısınız. Daha bunun gibi birçok faklı tasarıma göz gezdirebilirsiniz. Dore ya da lame renk ağırlıktaki tasarımlar şatafatı seven bayanların ilk tercihi olacaktır.


Alçak yatak ve tablolar ile süslenmiş bir yatak odasına emini ki kimse hayır diyemez. Göz dolduran renkler ve geniş bir yatak ile en huzurlu uykularınızı geçirebilirsiniz. Eğer kitap okumayı seviyorsanız başucu lambaları da favorileriniz arasına girecektir.

Modern Ve Geleneksel Banyo Tasarımları


Banyo tasarımlarında lavabo deyip geçmemek lazım yeni modern lav oba tasarımları ile tek dokunuşla tüm banyonuza mistik bir hava katabilirsiniz. Metal ya da dökme banyo malzemeleri yerine ahşap mobilya tarzlarını banyolarınıza ekleyebilirsiniz.


Daha farklı tasarımları banyo taşlarınızda uygulayarak bilirsiniz. Tek renk yapacağınız renkli banyolar sizin huzur bulmanızı sağlayacaktır.

kaynak:http://nurfeza.com/

28 Eylül 2016 Çarşamba

Diş Beyazlatmanın Pratik Yolları


Dış görünüşünüzü çok büyük şekilde etkileyen önemli faktörlerden biriside dişlerinizdir. Sigara kullananların veya dişlerini fırçalamayanların sorunu olan diş sarılığı sizi kötü yönde etkileyebilir. Çok kısa bir süre içerisinde dişlerinizi beyazlatabilirsiniz.

Yapmanız gereken şeyler şunlardır;

Karbonat ve çilek: İkisinin karışımından elde edeceğiniz madde ile bir kaç kere dişlerinizi fırçalamanız sonucu dişlerinizdeki farkı çok kısa bir süre içerisinde fark edeceksinizdir. Çilek de plak oluşumunu engelleyen malik asit bulundurur. ( DİKKAT: Çok sık kullanıldığında diş minesine zarar verebileceği için ayda en fazla bir kez kullanmalısınız )

Karbonat: Dişlerinizi beyazlatmanın yanında diş taşları ve ağızdaki plak tabakasını da temizler. Gün aşırı kullanabilirsiniz. ( Çok sık uygulamanız dişlerinize zarar verebilir. )

Sofra tuzu: Tuzlu su ile hazırladığınız karışım ağzınızdaki bakterileri öldürülmesine yardımcı olur. Diş etinizdeki iltihaplarını azaltır.

Gliserin: Dişlerinizi beyazlatmak için, 1 tatlı kaşığı karbonatı, bir tutam tuzla karıştırarak içine birkaç damla sirke ekleyin. Diş fırçanızın üzerine sürerek, dişlerinizi fırçalayın.

Tuzlu suya zeytin koyarak bir müddet bekletin ve daha sonra bu suyla gargara yapın. Diş etleriniz güçlenecek ve diş eti kanamanız varsa ortadan kaldıracaktır.

Diğer bir yöntem ise yine karbonatlı bir karışımdır; Bu karışım için gerekli olan malzemeler, karbonat, zeytinyağı. Bu ikisini karıştırıp dişlerini fırçaladığınızda yine çok hızlı bir sonuç elde edebilirsiniz.

Beyazlatıcı diş macunları hem diş sağlığınızı korur hem nefesinizi açar hemde beyaz dişlere sahip olmanızı sağlar fakat ilk yöntemdeki kadar hızlı sonuç elde edemeyebilirsiniz.
Unutmayın ki bunlar kalıcı bir çözüm değildir. Kalıcı olmasını istiyorsanız düzenli olarak diş fırçalamanız gerekmektedir.

kaynak:http://www.kadinlarduysun.com/

27 Eylül 2016 Salı

Portakal Kabuğunun Faydaları

Portakalın kendisi kadar faydalı olan kabuğu, kış aylarında sıkça tüketilen portakalın kabuklarını birçok alanda değerlendirmeyi sağlıyor. Sağlık için portakal kabuğunun faydaları oldukça fazlayken, kilo verdirici özelliğe sahip olması, portakal kabuğunu özellikle kadınlar için değerli kılıyor. Eski zamanlarda soba üzerine konan portakal kabukları ile doğal oda kokusu elde edilirken, günümüzde şık vazolar içine konan portakal kabuğu ve su odaların mis gibi kokmasını sağlamaktadır.

Portakal Kabuğu İle Diş Beyazlatma

Dişleri doğal yoldan beyazlatmak isteyenler için oldukça pratik ve zararsız olan portakal kabuğu, dişlere çok bastırmadan sürüldüğünde dişleri beyazlamasına yardımcı olmaktadır. Diş temizliğinin yanı sıra ev temizliğinde de etkili olan portakal kabuğunun faydaları, meyvesinden yararlanırken kabuğundan da arlanmayı mümkün hale getirmektedir. Kilo verme özelliğinden dolayı bayanların baş tacı niteliğinde olan portakal kabuğu çayı demleyerek tüketildiğinde vücuttaki toksinlerin dışarı atılmasını sağlarken, yağ yakımını hızlandırarak kilo vermeyi sağlamaktadır. Kurutulmuş portakal kabuklarını sıcak suda demleyerek bal ile tüketmek ayrıca kış ayları için lezzetli bir içecek tatma imkânı sunacaktır.

Portakal Kabuğunun Mucizevi Etkisi

Cilt bakımı için doğal ürünlerden yararlanmayı tercih edenler için portakal kabuğunun faydaları mucize niteliğinde etki yapıyor. Pek çok kadının ortak sorunu olan cilt lekeleri portakal kabuğu maskesi sayesinde sorun olmaktan çıkıyor. Portakal yerken dahi uygulanması mümkün olan maske, portakal kabuğunun cilde sürülüp bir müddet bekleyip yıkamak kadar kolaydır. Bu derece kolay bir maske ancak etkisi pahalı kozmetik kremler kadar olması, fazla para harcamaya gerek kalmadan güzelleşmeyi sağlamaktadır. Portakal kabuğunun direkt uygulandığında cilde herhangi bir yan etki gösterme ihtimalinden dolayı portakal kabuğunu süt ile karışım yaparak cilde uygulamak daha etkili sonuçlar verir.


kaynak:http://www.kadinlarduysun.com

26 Eylül 2016 Pazartesi

Cilt Sarkmasını Engelleyen Yiyecekler

Fazla kilolardan kurtulsanız bile esneyip gevşeyen vücut nedeni ile cilt sarkmaları ile baş etmek zorunda kalabilirsiniz. Cilt sarkmasının oluşmasını ise cildinizi içeriden besleyerek önleyebilirsiniz. Bunun için faydası olacak birkaç besin ile ilerleyen yaşlara rağmen cilt sarkmalarının önüne geçmek mümkün.

Yaban Mersini Tüketin

Cilt sarkmasını önlemek için yaban mersininin içerisindeki antioksidan maddelerden faydalanmak oldukça iyi bir seçenek. Yaban mersinini özellikle taze olarak tüketmek cildin elastikiyetinin artmasına ve yaşlanma gibi belirtilerin en aza indirilmesine yardımcı olacaktır.


Her Derde Deva Isırgan otu

Cilt sarkmalarına ne iyi gelir, diyorsanız ısırgan otunu denemelisiniz. Yapısındaki bileşenler sayesinde taze olarak yemeğini yediğinizde birçok yaşlanma belirtisinin önüne geçebilirsiniz. Isırgan otu çayı ise sıkılaşma için faydalı bir formüldür.


Sağlıklı Bir Cilt İçin Portakal

Vitamin ve minerallerden tam olarak faydalanmak cilt sarkmasını önlemek için en öncelikli koşuldur. C vitamini deposu portakalı tüketerek cildinizi güzelleştirebilir ve bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz.


Elmayı Es Geçmeyin

Elmayı yalnızca tüketmek değil cilt maskesi olarak doğrudan cilde uygulamak da kısa sürede cilt sarkmaları üzerinde fayda sağlayacaktır. Cilt sarkmalarına ne iyi gelirsorusunun en lezzetli yanıtı şüphe yok ki elmadır.

Cilt Dostu Limon

Limon suyu sivilce ve aknelerden kurtulmanın yanı sıra cildi temizler. Ayrıca kırışıklık ve sarkmalar üzerine uygulandığında cildin gerilmesine ve daha genç görünmesine yardımcı olur.


Muz İle Cildinizi Güzelleştirin


Lifli yapısı ve içerdiği potasyum nedeni ile muz da cilt sarkmasını önlemek için kullanılacak faydalı bir besindir. Muz püresi ve bal ile yapacağınız cilt maskesi ile gergin ve nemlenmiş bir yüze sahip olabilirsiniz.


Yoğurt Ve Şeftali İle Canlanın

Bir kaşık yoğurt ile bir şeftaliyi ezicide iyice karıştırın ve yüzünüze uygulayın. Cildinizin kendine geldiğini ve gerginleştiğini fark edeceksiniz.


Adaçayı Kan Dolaşımını Hızlandırır

Her gün bir fincan adaçayı ile cildinizi güzelleştirip gerginleştirebilirsiniz.


Taze Naneyi Bol Tüketin

İçindeki vitaminler sayesinde hem bünyenize hem cildinize çok iyi gelecek taze naneyi mutfağınızdan eksik etmeyin.


Lavanta İle Güzelleşin

Lavanta cilt için biçilmiş kaftan gibidir. Maskelerinizde lavanta çiçeğine yer verebileceğiniz gibi lavanta yağı ile de cildinizin sıkılaşmasına katkıda bulunabilirsiniz.


kaynak:http://www.kadinlarduysun.com/

25 Eylül 2016 Pazar

Bitkilerden Takı Yapılabilir mi?

Susan arkadaşının düğün çiçeğini tasarlama yolculuğu ile adım attığı bitkiler dünyasıyla takı tasarımcılığı geçmişini birleştirmiş.


Tasarladığı takılar 2-4 hafta kadar üzerinizde büyüyebilirken sonrasında bir kap ya da saksıya yerleştirmeniz gerekmekte.




Artık Türkiye'ye gelene kadar ne olur ne biter belli olmaz ama, dilerseniz tasarımcının Etsy sayfasından ürünleri sipariş verebilirsiniz.

Üstelik tek örnek Susan'ın takıları değil, internette çeşitli dizaynlara rastlamanız ve ilham almanız da mümkün.









kaynak:http://trend.mynet.com/

24 Eylül 2016 Cumartesi

Kuru Temizleme Nasıl Yapılıyor?



Kuru temizleme ifadesine ilk defa M.Ö. 1600–1100 yıllarında Mikenler’e ait kil tabletlerde yer verilen meslekler arasında rastlandı. Kuru Temizleme Ulusal Enstitüsü’nden Van Sigworth bu ifadenin inatçı lekelerin temizlenmesi için yağ emici toz ve kum kullanıldığınden dolayı ortaya çıktığını düşünüyor. Bu uygulama o dönem için gerçek bir kuru temizlemeydi.

Hikâyenin ayrıntıları değişiklik gösteriyor ama ilk kuru temizleyicinin Jean-Baptiste Jolly veya Jolly Belin  adlı bir Fransız olduğu söyleniyor. 19. yy başında Jolly yağlı bir masa örtüsüne lambadan kazayla gazyağı  döktü. Kuruyunca, lekenin kayda değer miktarda temizlendiğini fark etti. Biraz araştırmanın ardından girişimci Jolly, petrol bazlı sıvının her tür hassas iplikte işe yaradığını belirledi.

İlk ticari kuru temizlemeci 1825 (veya 45) yılında Jolly Belin adıyla Paris’te açıldı. Sonraki yüz yıl boyunca kuru temizleme şirketleri lekeleri çıkartmak için gaz yağı veya eşit derecede yanıcı benzen ve benzin kullandı. Bu çözücülerin neden olduğu yangın riski kuru temizlemeciler için sigorta yaptırmayı zorlaştırdı (çalışanlar için var olan risklerden bahsetmiyoruz bile). 1930’lu yıllarda insanlar alev alma ihtimali daha düşük olan farklı bir çözücüile denemeler yapmaya başladı ve 1948 yılında, perkloroetilen veya kısaca perk adı verilen ve alev almayan halojen içerikli bir bileşen kullanılmaya başladı.

Yıka, durula, tekrarla


Perk günümüzde pek çok yerde hala kuru temizlemeciler tarafından kullanılıyor. Normal bir çamaşır makinesine benzeyen bir makineye giysiler yerleştirildikten sonra dönen tambur kimyasal ile dolduruluyor. Daha sonra lekeleri çıkarmak için makine dönmeye başlıyor; dönme işlemi bittikten sonra, perk denilen madde tamburdan boşaltılıyor ve başka bir partide kullanılmak üzere muhafaza ediliyor (Drenaj öncesinde kirler filtrelenerek çözücünden ayrılıyor veya daha sonra damıtılıyor böylece sıvı madde yeniden kullanılabiliyor). Son olarak giysiler ütüleniyor ve o sıkıcı plastik poşetlere koyularak sahiplerine veriliyor.

Perk ile ilgili sorun


Perk, 1990’lı yılların ortalarına kadar kuru temizlemedeki en önemli kimyasal olarak hüküm sürdü. 90’lı yıllarda yapılan bir dizi bilimsel çalışma bu maddenin saygınlığını sarstı. (Seattle-merkezli korkutucu bir çalışmada yemek borusu ve mesane kanserlerinin görülme oranının kuru temizlemecilerde çalışanlar arasında yaklaşık iki kat arttığı belirlendi). Günümüzde, EPA’nın vardığı sonuç şöyle: Tetrakloroetilen(perk’in bir başka adı) "insanda kansere neden olabiliyor" ve "aynı zamanda böbrek, karaciğer, bağışıklık sistemi ve hematolojik sistem ile gelişme ve üreme üzerinde de olumsuz etkilere neden olabiliyor"

Günümüzde, perk içermeyen alternatifler konusunda arama yapanların Organik veyaYeşil temizleyiciler olarak adlandırılan üç alternatifi bulunuyor. Birinci seçenek silikon. Silikon bazlı kimyasal bir çözücü biyolojik olarak çözünebiliyor ve sağlık açısından riskli olmadığına inanılıyor. Modası geçmiş (ve ucuz!) bir hidrokarbon da kullanılabilir. Bunun genellikle perk’ten daha güvenli olduğu düşünülmekle birlikte giysilerde kimyasal bir koku bırakabiliyor. Kuru temizlemedeki en son (ve en pahalı) yenilik ise, çözücü olarak CO2 kullanımı. Ancak pek çok mağaza pahalı olması nedeniyle henüz, karbondioksiti gaz şeklinden sıvı şekline dönüştüren makineler alamıyor.

Bilinçli tüketicileri çekmek isteyen işletmeler için perk kullanılmayan en basit çözümıslak temizlik. Bu yöntemde, tahmin ettiğiniz gibi sıradan su kullanılıyor. Su, istenen sıcaklığa kadar ısıtılıyor ve daha sonra lekeleri çıkarmak için kullanılıyor.

kaynak:http://trend.mynet.com/

23 Eylül 2016 Cuma

Dekorasyonda Siyah Rüzgârı

Siyah iç dekorasyonda sık tercih edilen bir renk olmamasına karşın, doğru kullanıldığı takdirde çok iyi sonuçlar ortaya koyabildiği de bir gerçek.


Ülkemizde koyu renkler genellikle kaçınılması gereken renkler olarak algılanır. Ne duvarlarda, ne mobilyalarda ve hatta halılarda bile koyu kahverengi, bordo, siyah gibi renkler çok tercih edilmez.

Oysa tasarımda hiçbir sınır yoktur. Biçimlerde, formlarda, yüzeylerde sınır olmadığı gibi renklerde de sınırlar olmamalıdır. Gün ışığından yeterince yararlanabilen ve doğru bir şekilde gece aydınlatması yapılmış her türlü mekânda pekâlâ her türlü koyu rengi ve elbette siyahı da kullanmak mümkündür. Üstelik iyi tasarlanmış birDekorasyonda siyah renkle elde edebileceğiniz asil ve şık görüntüyü başka bir renkle kolay kolay elde edemezsiniz.

Bu yazımızda sizler için siyahın çeşitli oda ve mobilyalardaki farklı kullanımı üzerine esinleyici bir derleme yapmaya çalıştık. Bu derlemede sizlere de ilham verecek bir şeyler mutlaka bulacaksınız.

Siyahın sade şıklığı

Gün ışığından fazlasıyla yararlanma imkanına sahip olan bu son derece geniş salonda, oturma grubu ve yemek masasının sandalyelerinde siyah renk tercih edildiğini görüyoruz. Gri tondaki bir zemin ve beyaz duvarların eşlik ettiği bu siyah mobilyalar sade, şık ama bir o kadar da kusursuz bir görüntü ortaya koyuyor. Üstelik gelip geçici renk trendlerinden de etkilenmeyen bu siyah tercihi, kullanıcıları keyif almaya devam ettiği sürece uzun yıllar eskimeyecek.


Mutfak dolaplarında siyah kullanımı

Maalesef mutfaklar da siyahla çok fazla karşılaştığımız yerler değil. Zaman zaman siyahın beyazla ya da başka bir renkle birlikte kullanıldığını görsek de, buradaki gibi net ve koyu bir siyah kullanımı oldukça nadir bir dekorasyon tercihi. Oysa bu tek koyu renk tercihinin nasıl da akıcı bir estetik yarattığı ilk bakışta fark ediliyor. Öyleyse geriye tek bir soru kalıyor: Neden olmasın?


Cesur ve modern 

Stüdyo tipi modern bir rezidansın salonundan alınmış bu karede mekânın irili ufaklı pek çok mobilya ve aksesuarında siyah tercih edildiğini görüyoruz. Toplamda araya gri ve beyaz gibi başka renkler karışmış olsa da bunlar siyahı daha fazla göstermek dışında fazlaca dikkat çekmiyorlar. Sonuçta ise oldukça modern ve cesur bir tarzın yansıması bu şık rezidansa hakim oluyor.


Ofiste siyah

Son yıllarda yeni nesil ofislerde genellikle çok renkli ve canlı bir dekorasyon kullanıldığına şahit oluyoruz. Özellikle ajanslar, yayıncılık büroları, yazılım firmaları gibi yaratıcılık ve yeni fikirler odaklı işletmelerde bu türden rengarenk tasarımlar daha pozitif bir ortam yaratmak amacıyla kullanılıyor. Öte yandan çok renkli veya yalnızca canlı renkler kullanılarak tasarlanmış iş yeri dekorasyonlarının her türden iş koluna hitap etmediği de aşikâr. Bazı ofislerde her şeyden önce ciddiyete ve saygınlığa ihtiyaç vardır. Özellikle son kullanıcıya değil de yine başka işletmelere hizmet veren şirketler, bu tip bir saygınlığa ve itibarlı bir ofise ihtiyaç duyarlar. Böylesi durumlarda siyah ağırlıklı bir ofis dekorasyonunun ne kadar iyi bir sonuç verdiğini uzun uzun anlatmamıza gerek yok, bu fotoğraf yeterince iyi ifade ediyor aslında.

Endüstriyel esintiler

Siyahın yoğun bir şekilde kullanıldığı bu mutfakta gerek mutfak ekipmanlarından gerekse de mutfağın genel tarzından ötürü kuvvetli bir endüstriyel tarzın esintisi hakim. Endüstriyel tarzdaki mutfaklarda metalik unsurlarla sıklıkla karşılaşıyoruz. Metal renginin siyahla uyumu ise herkesçe bilinen bir gerçek. Bu uyumu burada da kolaylıkla görebiliyoruz: Güçlü, karakterli ve iddialı bir mutfak.


kaynak:http://www.hepsikadin.com/

22 Eylül 2016 Perşembe

Saçtaki Sağlığın Sırrı Sudan Geçiyor

Son yılların en sıcak yazının etkisiyle havuzlar, plajlar dolup taşıyor. Bunun sonucu olarak havuzda klorlu su, denizde tuzlu sudan etkilenen saçlarımız da sağlıklı görüntüsünden uzaklaşıyor.


Son yılların en sıcak yazının etkisiyle havuzlar, plajlar dolup taşıyor. Bunun sonucu olarak havuzda klorlu su, denizde tuzlu sudan etkilenen saçlarımız da sağlıklı görüntüsünden uzaklaşıyor. Bu durum sizi mutsuz ediyor ve bir önlem almak istiyorsanız, Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy’un önerdiği basit ama etkili yönteme kulak verin. Aksoy, “Deniz, havuz ve güneş ışınlarının etkisiyle saçlar nemini kaybederek cansız ve mat görünür. Su ise, nem dengesini düzenlemeye yardımcı olur. Sağlıklı, parlak, güçlü ve ipeksi saçlar için günde en az iki litre su için” diyor.

Yazın hayatımız oldukça hareketli geçiyor. İş çıkışı arkadaş buluşmaları, hafta sonu deniz, havuz, özellikle bu aylarda sürekli katıldığımız düğünler, kokteyller. Bu hareketlilik ruhumuza iyi gelse de, saçlarımız için durum biraz farklı. Sık sık işlem gören, düzleştirilen, boyanan saçlar, deniz, havuz ve güneş ışınlarının da etkisiyle gün geçtikçe nemini kaybedip kırılmaya, hatta dökülmeye başlıyor. Sağlıklı, parlak ve güçlü saçlara yeniden kavuşmanın yolu ise, vücudun ihtiyacı olan suyu karşılayarak nem dengesini düzenlemekten geçiyor.

Yetersiz su tüketimi sonucunda saçta kırılma ve dökülmelerin yanı sıra ciltte kuruluk ve kepeklenme oluştuğunu da söyleyen Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, “Yetersiz su tüketimi saç kuruluğuna, kırılmalarına ve saç kayıplarına neden olabiliyor. Su sadece nemlendirmiyor, vücudu temizliyor, sağlıklı, ipeksi ve parlak saçlara kavuşmamızı sağlıyor. Su içilerek derinin temizlenmesi ayrıca, kuruluğu, kepeklenmeyi ve saç dökülmesini de önlüyor” diyor.

Saç kökten beslendiği için sağlıklı saçların sırrını, dengeli beslenme ve yeterli su tüketimi olarak açıklayan Canan Aksoy, protein, omega-3, çinko, demir ve biotin alımının da canlı saçlar için gerekli olduğunun altını çiziyor.

Kadınlarda iki, erkeklerde iki buçuk litre

Besin maddelerinin hücrelere taşınması, atık maddelerin vücuttan atılması gibi birçok yaşamsal fonksiyonun yerine getirilmesini sağlayan su, vücuttan solunum, ter, idrar ve dışkı yoluyla atılabiliyor. Özellikle yaz aylarında yaşanan sıvı kaybı artışına dikkat çeken Diyetisyen Canan Aksoy, “Kadınların günde ortalama iki litre, erkeklerin ise iki buçuk litre suya ihtiyacı var. Yatmadan önce içilen su, gece boyunca cildin su ihtiyacını karşıladığı için çok önemli. Çay, kahve gibi içecekler su yerine geçmediği gibi idrarda artış yaparak, vücudun daha fazla sıvı kaybetmesine yol açıyor. Bu durum da, cilt hücrelerine yeterli besin maddesinin taşınmasını engelliyor” diyerek yeterli su alımının önemine değiniyor.

Saçlarınızın dökülmesine bu tariflerle dur deyin!

Demir bakımından zengin yeşil sebze ve meyvelerin saç dökülmesi karşısında etkili olduğunu belirten Aksoy, saç dökülmelerinin bir diğer nedeni olan stresi önlemek için de kırmızı sebze ve meyvelerle birlikte muz tüketilmesini öneriyor. Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy’un verdiği alkolsüz sebze-meyve kokteyl tarifleri, saçlardan başlayarak tüm vücuda sağlık katıyor.

Yeşil alkolsüz sebze-meyve kokteyli
1 avuç donmuş ıspanak
1 demet maydanoz
3-4 adet salatalık
1 yeşil elma
1/2 bardak su

Hazırlanışı: Katı malzemeleri blender veya katı meyve sıkacağından geçirdikten sonra suyla karıştırın.

Strese karşı kırmızı alkolsüz sebze-meyve kokteyli
1 küçük boy haşlanmış pancar
1 küçük boy muz
1 avuç karadut
1 bardak su

Hazırlanışı: Katı malzemeleri blender veya katı meyve sıkacağından geçirdikten sonra suyla karıştırın.

kaynak:http://www.hepsikadin.com/

21 Eylül 2016 Çarşamba

Topuklu Ayakkabı Giymenin Püf Noktaları

Ayakkabı seçmek zor zanaat.Aslında alırken pek çoğumuz sadece modelini,rengini yada topuğunu beğendiği için o ayakkabıyı alırız ama eve gelince pek çok kez ayakkabının önden yada arkadan vurduğunu ,bazen topuk kısmında ayak bileğini sıktığını yada yürürken ayak tabanımızın ağrıdığını görüp daha bir kere giydiğimiz ayakkabımızı tarihin derinliklerine yani dolabın bir köşesine beklemeye bırakırız.Bunun için size ayakkabı alırken ve kullanırken yapmanız gereken birkaç önerim olacak :

-Dik durun ve omuzlarınızı geride tutun. - Klasik topuk-parmak yürüyüşü uzun topuklarda sorun yaratır. Bu yüzden tersini deneyin. Ayağınızı dik olarak öne uzatın ve önce tabanınızın, sonra topuğunuzun yere değdiğini hissedin. - Ağırlığınızı dengeli bırakın. -Kalçanızın küçük hareketlerle salınmasına izin verin. Bu belinize yaptığınız baskıyı azaltır.

Yeni bir topuklu aldığınızda hemen kalıbından çıkarın. Bir kez giyin. Sonra çıkarıp bu bölümü ıslatarak parmağınızla yumuşatın. Derinin daha esnek olduğunu fark edene kadar devam edin. Gövde, ayakkabıyı almadan önce bakmanız gereken yerdir. Ne kadar yüksek ve ince olursa size o kadar rahat hissettirir. Taban, topuklularla yürümek zorunda kaldığınızda en çok muhtaç olduğunuz yerdir.

Taban desteklerinden alın. Birkaç boyda mutlaka bulunsun.Parmaklarınızın olduğu bölüm ekstra işlem gerektirebilir. Bükülme hissediyorsanız, her ayakkabıcının yapabildiği genişletme yöntemini deneyin. Bu bölümü içe doğru açtırın. İç kısımda eğer fibula (bileğinizdeki çıkık kemik) sorunu yaşıyorsanız ya da giydğiniz ayakkabılar bu bölgeyi rahatsız ediyorsa destekleyin. Bu kemğin rahat etmesi çok önemlidir ve herkeste aynı fiziksel yapıda olmaz. Ayakkabı mağazalarında satılan yumuşak desteklerden alın


Topuklu ayakkabı giydikten sonra kendinize masaj yapın. Banyoda dizlerinizin aşağısından parmak uçlarına kadar kan dolaşımını stabil hale getirin. Bacaklarınızı uzatarak dinlenin.
Topuklu ayakkabı kullanmaktan vazgeçerek kendinizi koruyamazsınız. Stilettolarla kendini iyi ve güzel hissetmeyen var mı? Fakat her gün kullanmak için de uygun olmadığını hatırlayın.


Başınızı çok havaya kaldırmayın. 90 derecelik açı yeterlidir.
Asla asla ve asla dizlerinizi kırmayın. Berbat bir görüntü oluşturursunuz.
Yürürken bacaklarınız birbirine paralel ve yanyana olsun. İlk günden catwalk yapacağım diye uğraşmayın. Seksi değil, komik olursunuz. Zamanla onu da öğreneceksiniz merak etmeyin.
Küçük adımlar atın. Arkanızdan kovalayan yok değil mi?
Ayaklarınızı dışa değil, içe basın.
Parmak ucu-topuk sırasına inanmayın. Yere önce topuğunuzu basacaksınız. Topuk sesini duyuyorsanız doğru yoldasınız demektir.
Kalçanızın sallanmasına aldırış etmeyin. Topuklu giyecekseniz kırıtmayı göze almışsınız demektir.
Elinizi cebinize sokmayın. Bırakın kollarınız sallansın.
Çok yüksek ve çivi topukla başlamayın.
Bacaklarınız titreyebilir. Aldırmayın geçecek alışacaksınız.
Evde mutlaka bol bol pratik yapın. Topuklu ayakkabıyı giyip hemen kendinizi dışarı atmayın.
Ayakkabı seçerken ayağınızın rahatlığına önem verin. Bütün topuklu ayakkabılar rahatsız edici değildir. Denedikçe anlayacaksınız. Eğer hepsinde rahatsız oluyorsanız bir ayakkabıcıya götürüp ortopedik hale de getirebilirsiniz.
Ne olursa olsun alışmaya çalıştığınız dönemde ayaklarınız ağrıyacak. Ağlamayın. Tek çözümü pratik.
Günlük hayatta sürekli topuklu ayakkabı giymeyin.
Mutlaka halluks valgus (ayak başparmağı çıkıntısı) hakkında bilgi edinin.


Topuklu Ayakkabı Neden Güzeldir?

Bacaklarınızı daha uzun gösterir.
Poponuz daha dik, kalçalarınız daha yuvarlak durur.
Kıyafetinize o saniye farklı bir hava verir.
Topuk sesi bakışları üzerinize toplar.
Size ayrı bir zarafet ve estetik katar.
Daha zayıf görünürsünüz.
Aynı zamanda hem feminen, hem de ciddi olabilirsiniz.
Yavaş hareket etmeyi öğrenirsiniz. Bu önemlidir. Kadın dediğin haldır huldur hareket etmez.
Nazik ve yavaştır.
Kendinize güveniniz gelir. Sürekli düz ayakkabı giyiyorsanız topuklu ayakkabıyı giyince kendinizi podyumda hissedersiniz.
Yanınızdaki insanlar yangından mal kaçırıyormuşcasına yürüyüp sizi de ardı sıra sürükleyemez.
Erkekleri boyun ağrısından kurtarır.
Eve döndüğünüzde sevgiliniz/eşiniz ağrıyan ayaklarınıza masaj yapmayı seve seve kabul eder.

kaynak:http://www.hepsikadin.com/

20 Eylül 2016 Salı

En Moda Saç Aksesuarları


Saç aksesuarları topuz, örgü ve açık saçların tamamlayıcı parçalarından biri haline geldi. Saçın ister kısa ister uzun olsun saç aksesuarları özel günler veya günlük stilinin en güzel tamamlayıcılarından.

Saçlarını doğal ama bir o kadarda cool ve stil göstermek istiyorsan saç aksesuarları anında imdadına yetişiyor. Gün boyu bozulmadan ve dağılmadan saçlarını kullanmak istiyorsan saç aksesuarına kullandığın saç spreyini sıktıktan sonra saçına sabitleyebilirsin. Böylece aksesuarın saçından kayıp gitmesini önlemiş olacaksın.


Son zamanlarda özel günlerin ve gelin saçlarının vazgeçilmezi haline gelen saç aksesuarları topuz ve örgülü saç modellerinin romantizmini iki katına çıkarıyor. Zincir saç aksesuarları, çiçekten yapılan saç aksesuarları en çok tercih edilen modellerden biri. Neredeyse duvaklığın yerini alan gelin saç aksesuarlarısaçların ön kısımlarında kullanılabileceği gibi arka kısımlarında da sık sık tercih ediliyor. Bohem gelinlerin, kır düğünü yapacakların çok seveceği bu trend favorilerimiz arasında.


En çok tercih edilen modellerden biri zincir şeklinde saçı ortadan ikiye ayıran saç aksesuarları. Genellikle taş veya altın-metal materyallerden oluşan saç aksesuarları özel günlerin popüler parçalarından. Hem günlük stillerde hem de bekarlığa veda gibi özel günlerde sıklıkla tercih edilen zincir saç aksesuarları açık ve dalgalı saçlarda mükemmel görünüyor.


Gelelim son zamanların en favori saç aksesuarlarına. Minimal saç aksesuarları hem toplu saçta hem de açık saçlarda çok sevdiğimiz minimal saç aksesuarlarını günlük stilinde rahatlıkla kullanacaksın. İster tişört modelleri ile ister gömlek modelleri çok rahat kombinleyebileceğin minimal saç aksesuarları cool görünümü ile kısa zamanda en trend aksesuarlar arasında yerini alacak gibi görünüyor.

kaynak:https://www.oxxo.com.tr

19 Eylül 2016 Pazartesi

Yulaf Kepekli Omlet Tarifi

Kahvaltı günün en önemli öğünü. Hem sağlıklı beslenmek hem de uzun süre açlık hissetmemek için yulaflı yiyecekler oldukça iyi bir tercih. Kahvaltı için size önerimiz, tok tutan yulaf kepekli omlet ile güne başlamanız.


Yulaf sizi tok tutar, ayrıca tatlı isteğini keser ve metabolizmanızın daha hızlı çalışmasını sağlar. Siz de yulaflı kepekli omlet ile formunuzu koruyabilir ve lezzetli bir kahvaltı yapabilirsiniz.

Malzemeler

2 adet yumurta
1 çay bardağı yulaf kepeği
2 kibrit kutusu büyüklüğünde lor peyniri
birkaç parça maydonoz 
2 çay bardağı süt
bir tutam kekik
bir tutam pul biber


Hazırlanışı

Tüm malzemeleri bir kapta iyice karıştırın. 
Yulafın kabarması için 10-15 dakika kadar bekleyin.
Beklerken seramik veya yapışmaz tabanlı tavayı yağlayıp kızdırın. 
Karışımı tavaya döküp orta dereceli ateşte pişirin.

kaynak:http://www.hepsikadin.com/

18 Eylül 2016 Pazar

Kahve Maskesi Tarifi ve Yararları

Kahve pek çok kişinin sabah rutinin vazgeçilmez bir parçası olan, yüzyıllardır keyifle tüketilen bir içecektir. Ülkemizde çaydan sonra en çok tüketilen sıcak içecek kahvedir. Türk Kahvesi, içeriğindekiantioksidanlar sayesinde vücut direncini artırmaya yardımcı olur. İçeriğindeki kafein ile zihnin açılmasını sağlar, zekâyı kuvvetlendirir. Fiziksel direnci artırır, kan şekerini düşürür ve uygun şekilde düzenli tüketildiğinde kilo vermeye yardımcı olur. Kalp ve karaciğer için faydalıdır. Felç riskini azaltır. Kanserle savaşmaya yardımcı olur. Tüm bunların yanı sıra kahve, cilt için de oldukça faydalıdır. Özellikle sivilce, aşırı yağlanma,genişlemiş gözenek, siyah nokta gibi problemleri olan sorunlu ciltlerde maske olarak kullanıldığında gözle görünür sonuçlar verir.

Kahve Maskesi Tarifleri

Sivilce Karşıtı Kahve Maskesi Yapımı
1 tatlı kaşığı Türk kahvesi
Yarım limonun suyu

Türk Kahvesi ile limon suyunu iyice karıştırarak bulamaç hâline getirin. Bu karışımı yüzünüze dairesel hareketlerle uygulayın. 5-10 dakika bekledikten sonra soğuk suyla yıkayarak temizleyin. Kahve, içeriğindeki kafein sayesinde kan dolaşımınızı hızlandıracaktır. Limonun içindeki C vitamini ve faydalı yağlar sivilcelerle savaşmaya yardımcı olacak ve yağlı ciltleri derinlemesine temizleyecektir. Bu uygulamayı 15 gün arayla tekrar ederek daha etkili bir sonuca ulaşabilirsiniz.


Peeling Etkili Canlandırıcı Kahve Maskesi Yapımı

2 çay kaşığı Türk Kahvesi telvesi
1 yumurta
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı bal
1 çay kaşığı esmer şeker

Tüm malzemeleri karıştırıp parmaklarınızla dairesel hareketlerle yüzünüze uygulayın. Tuz şeker ve kahve telvesinin cildinizi çizmemesi için nazik dokunuşlarla masaj yapın. Yumurta kuruyuncaya kadar bekleyin. Soğuk suyla yıkayarak temizleyin. Bu maske taneli yapısıyla peeling etkisi gösterecek ve cildinizi temizleyecektir. Kahvenin canlandırıcı etkisi ve yumurtanın cilt yenileyici özelliğiyle cilt yorgunluğunuzu giderecek, bal sayesinde cildinizi yumuşacık yapacaktır.

Kahveli Yoğurtlu Nemlendirici Maske Yapımı

1 yemek kaşığı kadar yulaf ezmesi
1 çay kaşığı Türk kahvesi telvesi
½ yemek kaşığı yoğurt

Yulaf ezmesini havanda döverek veya mutfak robotunda çekerek un hâline getirin. Diğer malzemelerle karıştırıp yüzünüze uygulayın. Dilerseniz biraz da bal ekleyerek bu maskeyi kuru ciltler için daha etkili bir hâle getirebilirsiniz. 15 dakika beklettikten sonra yüzünüzü soğuk suyla yıkayarak temizleyin.

Cilt Sıkılaştırıcı Kahve Maskesi Yapımı

2 çay kaşığı Türk kahvesi telvesi
2 çay kaşığı bal

Balı cezvede veya sıcak suyun içine koyarak 3-4 dakika kadar ısıtın. Isınan balla kahve telvesini karıştırın ve yüzünüze uygulayın. 15 dakika kadar yüzünüzde bekletip ılık suyla durulayın. Haftada 2 kez düzenli olarak kullandığınızda cildinizin sıkılaştığını fark edeceksiniz.


Kahve Maskesi Hazırlanışı ve Tarifi

Gözenek Azaltıcı Zeytinyağlı Kahve Maskesi Yapımı
2 çay kaşığı Türk kahvesi telvesi
2-3 çay kaşığı zeytinyağı

Zeytinyağını ve kahveyi iyice karıştırıp özellikle genişlemiş gözeneklerinizin üstüne uygulayın. 10-15 dakika bekleyip soğuk suyla yıkayın. Bu maskeyi haftada 3-4 kez tekrarlayarak gözeneklerinizi sıkılaştırabilirsiniz.

Yağ Dengeleyici Limonlu Kahve Maskesi Yapımı
2 çay kaşığı toz kahve
2 çay kaşığı limon suyu
Çeyrek çay bardağı süt veya yoğurt

Malzemeleri iyice karıştırıp parmak uçlarınızla göz çevresi ve dudaklarınız dışında tüm cildinize uygulayın. 10-15 dakika bekleyip ılık suyla iyice yıkayın. Limonun içinde bulunan C vitamini ve meyve asitleri yüzünüzdeki fazla yağı uzaklaştıracak, kahve cildinize mat bir canlılık kazandıracak süt/yoğurt ise cildinize yumuşaklık verecektir. Limonun kurutucu etkisine gereğinden fazla maruz kalmamak için bu maskeyi 1 hafta arayla uygulamanız en uygunu olacaktır.


Türk Kahvesi Telvesi ile Maske

Sivilce Kurutucu Kakaolu Kahve Maskesi Yapımı
2 çay kaşığı toz kakao
2 çay kaşığı Türk kahvesi telvesi
2 çay kaşığı bal

Malzemeleri bir kapta iyice karıştırın. Eğer cildiniz çok yağlıysa maskenize 2 çay kaşığı limon suyu, çok kuruysa 2 tatlı kaşığı yoğurt ekleyebilirsiniz. Karışımı yüzünüze uygulayın 20 dakika bekletip soğuk suyla yıkayın. Sülfür içeren kakao ve kafein içeren kahve, cildi derinlemesine temizler, sivilce ve siyah nokta gibi problemlerin giderilmesine yardımcı olur. 2’şer gün arayla bu uygulamayı tekrar ederseniz kısa bir süre sonra cildinizdeki sivilcelerin yok olmaya başladığını görürsünüz.

Bu tarifleri uygularken cilt tipinize uygun tarifi seçmeyi ve tekrarlamadan önce birkaç gün beklemeyi unutmayın. Tariflerdeki malzemelerden herhangi birine karşı alerjiniz varsa o maskeyi uygulamayın.

kaynak:http://www.cilt.net/