19 Aralık 2016 Pazartesi

Mantarlı Risotto Tarifi


Malzemeler ( 6 kişilik)

2 bardak arboria pirinci,

ince doğranmış 2 küçük soğan,

dövülmüş üç sarımsak,

300 gr. taze mantar,

yarım bardak beyaz şarap,

4 çorba kaşığı zeytinyağı,

2 kaşık tereyağı,

bir demet ince kıyılmış maydanoz,

50 gr. rendelenmiş parmesan,

5 bardak sebze yahut et suyu.

Tarifi:
Mantarları ince ince dilimleyin ve zeytinyağında tavada soteleyin. Yüksek ateşte bu işlemi yapabilirsiniz. (Ama dikkatiniz başka yerlere verip mantarları yakmamak koşuluyla tabii ki!)
Rengi fazla koyulaşmadan maydanozları ilave edin ve biraz daha kızgın ateşte karıştırıp bir yana alın.
Pilav için ayırdığınız tencerede soğanları ve sarımsakları yumuşayıncaya kadar kavurun. Pirinci ekledikten sonra aynı işleme devam edin. Bir beş dakika sonra mantarları da bu karışama ekleyin. Sonrasına gelince… Şarabı ilave etmek için tam doğru zaman. Ardından karıştırmaya devam edin.
Bu aşamada 1 bardak et suyu (yahut sebze) ekleyerek suyunu çekmesine izin vererek karıştırmaya devam etmeniz lazım. Sonrasında yapacağınız işlemler tekrarlardan ibaret: Ocağın ateşini kısın ve ara ara et suyu (yahut sebze suyu) ilave etmeye devam ederek karıştırmayı sürdürün. Takribi yarım saat içinde tüm bu süreç sona erecek, tam kıvamında lezzetli risotto oluşturmanıza tek bir adım kalmış olacak.
Son aşamada tereyağını ve parmesanı ilave edip kısık ateşte birkaç dakika harmanlayın.

Sonuç: Risottonuz hazır. Afiyetle yiyebilirsiniz. Ancak risotto ile ilgili en önemli kuralı unutmayın: Yediğiniz vakit tüketmeniz yerinde olur. Soğuduktan sonra yeniden ısıtılan risotto asla o ilk andaki muhteşem tadını vermez.

kaynak:http://www.biguddi.com/

17 Aralık 2016 Cumartesi

Güzellik Ürünlerini Nasıl Saklamalıyız?


İster nemlendirici, ister maskara olsun tüm güzellik ürünlerinin farklı saklama koşulları var. Bazı ürünlerin buzdolabında saklanması, ya da banyonuzda bulunmaması gerektiğini biliyor muydunuz?

Oriflame’in bloğu Güzelliğe Dair’de yer alan haber, kadınların makyaj malzemelerini saklama koşullarını bilmediğine dikkat çekiyor. Ve; “ Makyaj malzemelerinin ömrünü uzatmak adına yapacağımız ilk şey onları nemsiz kuru bir ortamda saklamak. Bu nedenle makyaj malzemelerini banyoda saklamamanız gerekiyor. Banyo tam bir nem deposu. Isı değişiklikleri ürünlerin erimesine, yumuşamasına, sararmasına, ayrışmasına, koku bozulmasına neden olabilir. Isı ve ışığa maruz kalan ürünler soğuk ve karanlıkta saklanan ürünlere göre 3 veya 4 kat daha hızlı bozulurlar. Saklama koşulları ürünün ömrünü etkiliyor. Bazı ürünlerin de serin yerde olmaması gerekli. Özelikle yağ veya balmumu bazlı formüllere sahip ürünler düşük ısıda hemen sertleşir. Yüz yağları, silikon yapılı primerler ve serumlar, sıvı fondötenler ve diğer yağlar buzdolabında soğuktan dolayı katılaşabilir veya kıvam ve yoğunlukları bozulabilir. Bu ürünleri oda ısısında (25oC), ışıktan uzakta ve nemsiz ortamda saklamayı tercih edin.

Sivilce karşıtı ürünleri ısı ve ışıktan uzak tutun
Isı ve ışık, ürünlerinizin içeriklerini ve işlevlerini değiştirebilir; bakterilerin üremelerine de sebep olabilir. Bazı içerik ve ürünler sıcaktan daha çok etkilenir.

Ekstra hassas ürün ve içerikler:

• C vitamin içeren ürünler (askorbik asit içerikleri)
• Yaşlanma karşıtı kremler (retinol içerenler)
• Sivilce karşıtı ürünler (benzoil peroksit içerenler)
• Bronzlaştırıcılar ve beyazlaştırıcı ürünler (DHA içeriği)
• Koruyucu içermeyen ürünler (organik olan her şey)
Orta hassas ürünler:
• Rujlar (güneş ışığı erimelerine sebep olabilir)
• Fırçalar (nem ve bakterileri emebilir)
• Pudralar (UV ışınları pigmentlere zarar vererek renkleri soldurabilir)

Öneri:

• Bu ürünleri direkt olarak güneş ışığı buhar ya da ısıtıcılara maruz kalmayacakları yerlerde saklayın.
Cilt bakım ürünlerinin renginin değişmemesi önemli
Oksidasyon, bir formülün hava ile teması sonucu oluşan kimyasal değişimdir. Eğer makyaj ya da cilt bakım ürünleriniz oksitlenirse renkleri değişebilir, kuruyabilirler, işlevlerini yitirirler.
Ekstra hassas ürünler:
• Organik kremler
• Serumlar
• Güneş kremleri
• Doğal yağlar
• Likit eyeliner ve maskaralar
• Fondötenler

Öneriler:

• Ürünü kullandıktan sonra muhakkak kapağını kapatın ve özellikle banyoda saklıyorsanız buharın zarar vermemesine dikkat edin.
• Bakterilerin ürünlere geçmemesi için ürünü kullanmadan önce ellerinizi yıkayın.
• Hassas ürünleri karanlık bir yerde saklayın (siyah bir çanta ya da koyu renkte kutularda)

Parfüm ve tırnak cilalarınıza buzdolabınızda yer ayırın

Soğuk hava bazı ürünlerin temel içeriklerinin bozulmasını engelleyerek kalıcılık süresinin artmasına yardımcı olur. Soğutucular bakterilerin çoğalmasını tamamen önlemese de kısıtlar.

Geçici olarak buzdolabında saklanacak ürünler

• Parfüm (bir yıldan fazla saklamak istiyorsanız)
• Tırnak cilası (oda ısısında ayarlayın)
• Koruyucu içermeyen- organik ürünler

İsteğe bağlı olarak saklanabilecek ürünler

• Nemlendiriciler, göz kremleri, serumlar ve tonikler (özellikle havanın sıcak olduğu zamanlarda)

Öneri:

• Ürünleri soğuk yerde saklamak tüm ürünler için koruma anlamına gelmiyor. (koruyucu içermeyen ürünler çok uzun süre kalıcı olmayabilir)
• Cilt bakım ürünleri, ısıdaki normal değişikliklere dayanıklı olarak tasarlanırlar; uzun süreli olarak sıcak ya da soğuk yerde depolamamak gerekir.
• Ürünlerinizi buzdolabınızda gereğinden uzun süre tutmak ömürlerini ve dayanıklıklarını azaltabilir.
• Besin dışında herhangi bir ürünü buzdolabında saklarken hem güvenlik hem de hijyen açısından kapaklarını sağlam biçimde kapattığınızdan emin olun.

kaynak:http://www.biguddi.com/

En Çok Yapılan 5 Makyaj Hatası

Makyaj yaparken yeni trendlere, kontür tekniğine, kalın kaş modasına uyum sağlayayım derken zorlanıyor ve bazı hatalar yapıyorsanız bu bilgiler tam size göre.

İşte Oriflame’in “Güzelliğe Dair “bloğunda yer alan bilgiler:

Eyeliner çekerken iki gözüm de eşit olmuyor!

Profesyonellerin kullandığı bu makyaj hilesini deneyin. Selo banttan bir parça alın ve elinizin üstüne birkaç kez yapıştırın ve çekin ki bantın yapışkanlığı iyice azalsın. Ardından, alt kirpik çizgisinin dış köşesinden yukarıya çapraz şekilde yapıştırın. İşte bu size açı eyeliner için kuyruklu görünüm sağlayacak. Likit eyelinerı, banta kadar çekin ve kuyruk yapın. Mükemmel kedi gözü makyajınız hazır!


Kontür makyajıyla palyaço gibi görünüyorum.

Kontür makyajında profesyonel olmanız gerekmiyor. Bu makyajı yaparken insanların en çok yaptığı hata, ürünleri iyice dağıtmamaktır. Eğer bronzlaştırıcı, elmacık kemiklerinizde ve çene hattının üzerinden çizgi gibi görünüyorsa, dağıtmak için sünger kullanın. Aynı kural aydınlatıcı için de geçerli; yumuşak bir fırça ile veya parmak uçlarınızla hafifçe bastırarak dağıtın.

Maskarayı sürekli bulaştırıyorum!

Ne yaparsanız yapın, yaptığınız ilk hatada tamamını silmeye çalışmayın. Maskaranın kurumasını bekleyin. Daha sonra bir kapatıcı fırçasını veya kulak çubuğunu makyaj temizleyici ile ıslatın, daha sonra istemediğiniz yerleri ufak hareketlerle silin.

Kaşlarımı boyadığım çok belli oluyor!

Kalın, dikkat çekici kaş modasına uyum sağlarken yapay bir görüntü de ortaya çıkabiliyor. Düz ve enine çizgiler değil, kaşın çıktığı yöne doğru doğal çizgilerle kaşı doldurmalısınız. Bunun için kalem veya kaş kiti kullanabilirsiniz. Bir başka sorun ise kaşı çok fazla uzatmaktır. Bundan kaçınmak için, bir kalem alın ve burnunuzdan gözünüzün dış dışına doğru bir açıyla tutun. İşte burası kaşınızın bitmesi gereken yer. Son olarak, kullandığınız rengin doğal olmasına dikkate edin.

Makyaj yaptığımda bile burnumun etrafı hep kırmızı!
Burun bölgesindeki kızarıklığı engellemek için kuvvetli bir şekilde sümkürmek yerine peçete ile burnunuzu silin. Eğer soğuktan sıcağa geçerken kızarıyorsa, hafif bir temizleyici, zengin bir krem veya yağ formatında bir ürünü cilt bakım rutinimize ekleyin. Cilt tonunuza uygun pudra ve kapatıcı da rengi eşitlemek için makyaj çantanızda yerini almalı.

kaynak:http://www.biguddi.com/

Soğuklar Saçlarınızı Yıpratmasın


Soğuyan havayla tıpkı cildimiz gibi saçlarımız da yıpranıyor, bakıma ve korunmaya ihtiyaç duyuyor. Soğuk, rüzgar, saçı sımsıkı tutan şapkalar ve bunun gibi pek çok etken saçlarda kurumaya, yıpranmaya ve dökülmeye sebep oluyor.

Liv Hospital Dermatoloji Uzmanı Dr. Ahmet Günay saç dökülmeleri, tedavisi ve saçlara yapılması gereken kış bakımı ile ilgili bilgi verdi.

Saçlarımız neden dökülüyor?

Saç dökülmelerinde aslında en önemli rolü hormonlarımız oynuyor. Kadınlarda östrojen hormonunun az, erkeklerde androjenin fazla salgılandığı durumlarda saçlı deride yağlanma ortaya çıkıyor. Yağ, ölü hücreler, kirler ve tozlar karışarak “sebum” adını verdiğimiz bir sıvağ oluşturur. Normalde günde 50-100 tel saç dökülmesi olağan kabul edilebilir. Ancak folikül adını verdiğimiz saç kökleri sağlam kaldığı için, bu dökülenlerin yerine yeni saçlar çıkabilir. İşte bu sirkülasyon devam ederken yağ karışımı dökülen saç kökünün ağzını tıkar. Bu tıkacın üzeri zamanla tamamen örtülür ve beslenemeyen saç kökü ölür; bu saç kaybının başlangıcıdır.

Evde tedavi mümkün mü?

Dökülmenin boyutuna göre değişir. Erken yaşlarda başlayan saç dökülmeleri dermatologlar tarafından belirlenen bir medikal şampuan, evde uygulanacak özel bakım kürleri ile kontrol altına alınabilir. Dökülmenin mevsimsel olağan bir dökülme olmadığı ortaya çıkarsa o zaman doktorların yazacağı reçete, hazırlatacağı özel karışımlar ve kürler ile hasta kendi tedavisini kendisi rahatlıkla evinde devam ettirebilir. Bir tansiyon ilacı çalışmaları sırasında, hayvan deneylerinde, kobaylardaki tüy artışından esinlenerek bir çalışma yapılmış ve tümüyle saç dökülmesine dönüştürülmüştür. Saç dökülmesinin derecesine göre değişik konsantrasyonlarda hazırlanan solüsyon doktorun uygun göreceği sürede kullanılarak hem saç dökülmesini durdurur hem de ölmemiş saç köklerinden saç çıkmasını sağlar. Ancak ilaç bırakıldığında başka tedavilerle kombine edilmezse, ilacın etkisi ile çıkan saçlar dökülebilir. Mutlaka tiroid testleri ve demir çinko tayinlerini yaptırmanız önerilir. Eğer ki demir çinko eksikliği söz konusuysa bunları içeren gıdalara ağırlık verilmeli, bunları içeren haplar kullanılmalıdır.

Sağlıklı saçlar için öneriler

Saçları sık yıkamak, saç derisinin yağ dengesini bozar ve saçlar daha fazla yağlanır. Saçınızı her gün yıkamayın. 2-3 günde bir ph 5.5 değerinde bir şampuanla yıkamak yeterlidir.
Jöle kullanmayın. Kullanırsanız da aynı gün saçınızı yıkayın.
Stresten uzak durun. Yüksek stres saç kaybına neden olur. Kendinize zaman ayırmaya çalışın.
Çok sıkı bere kullanmayın.
Saçlarınızı nazikçe tarayın ve fırçalayın. Saçlara sert davranmak saç kaybını artıracaktır.
Saçlarınızı yıkadıktan sonra pamuklu havlular ile kurulayın, saç kurutma makinesi kullanmayın.
Saçlarınızı sabunla yıkamaktan kaçının, nem kaybına neden olur.
Saçlarınızı daima az şampuan kullanarak yıkayın, daha çok şampuan kullanıldığında saçlarınız daha temiz daha bakımlı olmaz.
Bol su, sebze, meyve, süt ürünleri ve yeterince protein tüketin.
Saçınızı yıkadıktan sonrasında bakım yapın.
Saçların hava ile temasını kesmeyin.
Sigara ve stres saç dökülmesini tetikleyen başlıca faktörlerden biridir. Saç dökülmesinde ailevi yatkınlık da göz önüne alınması gereken bir faktördür.
Saç köklerinin güçlenmesi için sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat edin.

kaynak:http://www.biguddi.com/

Kırışıklıklara Karşı 10 Mucize Besin!


Tükettiğimiz besinler cilde uygulanan kremlerden çok daha etkili. Doğru ve sağlıklı beslenerek genç ve parlak bir cilde sahip olabilir ve cildimizi kırışıklıklara karşı koruyabiliriz. Nasıl mı?

Uzman Diyetisyen İpek Ağaca Özger güzel bir cilt için beslenme önerilerinde bulunuyor. İşte Özger’in tavsiyeleri;

1-Yumurta: İçeriğindeki Biotin ve B12 vitaminleri cilde müthiş fayda sağlıyor.
2-Ceviz : (Omega 3 yağ asidi içerir. Cildin elastikiyetini sağlar.)
3-Turuncu renkli meyve ve sebzeler (havuç, kuru kayısı, balkabağı, hurma): Yüksek A vitamini içerikleri ile cilt dostu besinlerdir. Cildi ultraviyole ışınlarına karşı korur. Ayrıca kuvvetli antioksidanlara sahip olduğu için cildinizi kırıştırmaya sebep olacak serbest radikallerle de savaşır
4-Kırmızı et: Çinko ve demir içeriğinden dolayı cilt sağlığını korumada ve geliştirmede etkilidir. Haftanın 2 günü kırmızı et tüketmeye özen gösterin.
5- Süt ve süt ürünleri: Başta çinko olmak üzere zengin mineral içeriği sebebiyle sağlıklı cilt üzerinde etkilidir. Her gün ortalama 2-4 porsiyon süt ve ürünleri (yoğurt, ayran, cacık, kefir) tüketmeyi ihmal etmeyin.
6- Balık: Ton balığı ve balığı başta olmak üzere omega 3 içeriğinden dolayı haftanın 3 günü mevsim balığı tüketmeye özen gösterin. Omega 3 yağ asitleri, cildin nemlenmesine katkı sağlar.
7- Mor renkli meyveler (dut, böğürtlen, ahududu, yaban mersini): Cilt dokusunu besleyen kılcal damarları koruyan ve kuvvetlendiren flavonoid dut-böğürtlen tipi meyvelerde bol miktarda bulunur. Kan dolaşımına faydalı olan bu meyveler cildinizin geç yaşlanmasını sağlar; cildi oluşabilecek kırışıklara karşı korur.
8- Kefir: Probiyotik özellikli kefirde cilt dostu bakteriler bulunmaktadır. Cildi hem iç hem de dış yönden düzenler ve onarır.
9- Zeytinyağı: Omega-9 kaynağı olan zeytinyağı cilt sağlığı üzerinde olumlu etkilidir. Özellikle yaşa bağlı cilt kırışıklığından korunmada etkilidir.
10- Su: cildin nem dengesinde büyük rol oynar. Sağlıklı bir cilt için her gün ortalama 2 litre su için.

kaynak:http://www.biguddi.com/

Akne Tedavisine Hindistan Cevizi Yağı


En büyük cilt sorunlarından biri olan aknenin tedavisi için etkili ve doğal yöntemlerden biri de hindistan cevizi yağı. Fakat bu mucizevi yağı kullanırken dikkat etmeniz gereken noktalar var.

Diyetisyen Emre Uzun, yağlı cilde sahip olanların Hindistan cevizi yağının bilinçsizce kullanmaması gerektiğini belirterek, bu mucizevi yağın cilt üzerindeki faydaları ve zararları hakkında merak edilenleri anlattı.

Akne, insanların yüzde 80’inin hayatını etkileyen bir deri hastalığı olarak kabul ediliyor. Daha çok genç kızlarda ve erkeklerde görülse de her yaştan kişiyi etkileyebiliyor. Son günlerde sağlık üzerinde bir çok faydası keşfedilen Hindistan cevizi yağının bir diğer yararı da akne tedavisi. Hindistan cevizi yendiği gibi aynı zamanda direk olarak yüze de sürülebiliyor. Diyetisyen Emre Uzun, “Hindistan cevizinin sağlığa olan yararlarıyla ilgili hala birçok çalışma yapılıyor ve akne tedavisiyle ilgili çok fazla araştırma bulunmuyor. Yağın ve ölü hücrelerin gözenekleri tıkamasıyla oluşan akneye neden olan bakterileri öldürmek için kullanılan Hindistan cevizi yağı, orta zincirli yağ asitlerinin hepsini içermektedir. Orta zincirli yağ asitleri, hastalığa neden olabilecek mikroorganizmaları öldürecek güçlü antimikrobiyal etkilere sahiptir. Hindistan cevizi yağında bulunan yağ asitlerinin neredeyse yüzde 50’si orta zincirli laurik asittir. Laurik asit vücutta zararlı bakteri, mantar ve virüsleri öldürmeye yardımcı olabilir” diyor.

Akneye ne sebep olur?

Akne, yağın ve ölü hücrelerin gözenekleri tıkamasıyla oluşuyor. Gözenekler, derideki küçük deliklerdir ve çoğunlukla ince foliküller olarak adlandırılırlar. Bu foliküller, yağ bezlerine bağlanır ve sebum adında yağlı bir madde üretir. Çok fazla sebum üretildiğinde kıl folikülünü doldurabilir ve tıkayabilir. Bu da Propionibacterium acnes ya da P. Acnes adındaki bakterinin büyümesine neden olur. Bu bakteri, beyaz kan hücrelerinin saldırmasına neden olan folikül içinde sıkışır. Bu olay da deri enflamasyonunu oluşturarak akneye sebep olur. Aknenin belirtileri beyaz uçlu, siyah uçlu aknelerden ve sivilcelerden oluşmaktadır. Bazı olgular bunlardan daha ağır olabilmektedir. Aknenin gelişimine hormonal değişiklikler, genetik, diyet, stres ve enfeksiyon gibi birçok faktör katkıda bulunur.

Cildi nemlendirirken iyileştiriyor

Akne sorunu yaşayan birçok kişi, cilt hasarına maruz kalıyor ve bu da yara izine neden olabiliyor. Cildin nemlendirilmesi sağlıklı bir cilde sahip olmanın en önemli adımıdır. Çünkü cildinizin enfeksiyonla mücadele etmek ve düzgün bir şekilde iyileşmek için yeterli neme ihtiyacı vardır. Araştırmalar, Hindistan cevizi yağının cilt üzerine uygulanmasının, bakterilerle savaşırken aynı zamanda kuru cildin rahatlamasına yardımcı olduğunu gösteriyor.

Diyetisyen Emre Uzun, “Aslında çalışmalar, nemlendirici olarak Hindistan cevizi yağı kullanmanın mineral yağı kullanmaktan daha etkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca, Hindistan cevizi yağı cildinizi iyileştirmeye ve yara izini önlemeye yardımcı olabilir.
Bir çalışmada, yaraları olan sıçanlar, Hindistan cevizi yağı ile tedavi edilmiş. Sonrasında daha az iltihaplanma ve önemli bir cilt bileşeni olan kollajen üretiminin arttığı gözlenmiştir. Sonuç olarak, sıçanların yaraları daha çabuk hızlı iyileşmiştir” diyor.

Hindistan cevizi yağı tüketmek iltihap ile mücadeleye yardımcı olabilir

Hindistan cevizi yağı içinde bulunan yağ asitleri akneye bağlı iltihap ile savaşabiliyor. Çoklu test tüpü ve hayvan çalışmaları, hindistancevizi yağının antioksidan ve antienflamatuar özelliklere sahip olduğunu kanıtlıyor. Bu bulgular, Hindistan cevizi yağı tüketmenin, aknenin kızarıklığını ve şişkinliğini azalttığını gösteriyor. Bununla birlikte, bu etkinin doğrulanması için insan çalışmalarına ihtiyaç vardır.

Yağlı cilde sahip olanlar kullanmamalı

Hindistan cevizi yağı yemek, çoğu insan için sorun teşkil etmemektedir. Bununla birlikte, bazı kişiler Hindistan cevizi yağını, cilt temizleyici veya nemlendirici olarak doğrudan cilde uygulayabiliyor. Bu durum, akne karşısında faydalı olabilir ancak çok yağlı cilde sahip kişiler için önerilmiyor. Çünkü Hindistan cevizi yağı yüksek oranda komedojeniktir yani akne üretimine meyillidir. Bu da gözenekleri tıkayabilir anlamına geliyor. Sonuç olarak, aslında Hindistan cevizi yağı bazı insanlarda akneleri daha kötü hale getirebiliyor.

Akne tedavisinde kullanılmalı mı?

Diyetisyen Emre Uzun, “Hindistan cevizi yağı akneye neden olan bakterileri öldürmeye yardımcı olan laurik asitten zengindir. Cilde Hindistan cevizi yağı uygulamak akne oluşumuna neden olan bakterileri öldürebilir ve ciltteki nemi artırarak akne izlerini azaltabilir. Bununla birlikte, çok yağlı cilde sahip olan insanlar için Hindistan cevizi yağı problem yaratabilir. Sorunu daha da kötüleştirmekten kaçınmak için Hindistan cevizi yağını denemeden önce bir dermatologla iletişime geçebilirsiniz. Aynı zamanda Hindistan cevizi yağı tüketmek güvenli olmakla beraber çalışmalar, günde iki çorba kaşığı (30 ml) Hindistan cevizi yağı kullanmanın sağlığa faydası olduğunu göstermektedir. Denemek isterseniz organik ve saf Hindistan cevizi yağı en iyi çeşididir” diyor.


kaynak:http://www.biguddi.com/

Metabolizmayı Hızlandırmanın 10 Püf Noktası

Kış mevsiminde soğuyan havaların etkisiyle vücudumuz değişen ısıya uyum sağlamak için kendi ısısını korumaya çalışıyor. Bu nedenle harcadığı enerjiyi azaltmak için vücut metabolizma hızını düşürüyor. Ancak düşen metabolizma hızıyla birlikte depolanan enerji artıyor. Bu enerjinin çoğu, yine vücut ısımızın soğuyan havalara uyum sağlaması amacıyla maalesef yağ hücrelerinden oluyor. İşte kış aylarında belki de farkında olmadan aldığımız kiloların sebebi, enerji dengesini sağlayamamak.

Bu noktada hemen hepimizin aklına şu soru takılıyor: Peki metabolizma hızımızı nasıl artırabiliriz?

Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Güneş, kış mevsiminde metabolizmanızı hızlandırmanın püf noktalarını anlattı.


1.Uyandıktan 1 saat sonra kahvaltı edin

Hızlı bir metabolizma için düzenli beslenmek ilk kurallardan birini oluşturuyor. Uyandıktan sonra 1 saat içindekahvaltı ederek metabolizma hızınızı yüzde 30 oranında artırabilirsiniz. Kahvaltıda yağlı gıdalardan ve şekerli besinlerden uzak durmanız gerektiğini unutmayın. Kahvaltınızın dengeli ve doyurucu olması için protein (yumurta, peynir, süt), kaliteli karbonhidrat (tam tahıllı ürünleri, yulaf) mevsim yeşillikleri ve mevsim meyveleri içermesi gerekiyor.

2.Ara öğünleri asla atlamayın

Metabolizma hızının azalmasının en büyük sebeplerinden biri de, düzensiz beslenme alışkanlığı. Özellikle ana öğünleri (kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği) düzenli olarak tüketmek, besinlerin vücutta yağ olarak depolanmasının önüne geçiyor. İki ana öğünün arasında 4-5 saat gibi zaman dilimi olmasına da özen gösterin.

3.Günde 10 bardak su için

Havaların soğumasıyla birlikte unutmaya başladığınız su ihtiyacınızı yeniden hatırlayın. Vücudunuzun yüzde 70’ni oluşturan suyu günde 10 bardak içmeniz metabolizma hızınızı arttırarak, aldığınız enerjinin vücutta yağ olarak depolanmasını engelleyecektir.

4.1 fincan tarçınlı, limonlu zencefil çayı

Zencefil ve tarçın vücut sıcaklığını yükselterek metabolizma hızını arttırıyor. Bunların yanına bir de C vitamininden zengin olan limonu eklediğinizde hem metabolizmanızı hızlandırmış hem de bağışıklık sisteminizi güçlendirmiş olacaksınız. 1 büyük bardak kaynamış suya 1 dilim taze zencefil, 1 tane çubuk tarçın, 2 dilim limon ilave edip,karışımı10 dakika kadar demlenmeye bırakarak çayınızı hazırlayabilirsiniz. Çayınızı tatlandırmak isterseniz 1 çay kaşığı kadar üzüm pekmezi ilave edebilirsiniz.

5.Şekerli gıdalar ve hamur işlerine ambargo koyun

Yaşadığınız açlık krizlerinde belki de ilk aklınıza gelen şekerli gıdalar ve hamur işleri oluyor. “Ancak unutmayın ki karbonhidrat içerikleri ve kalori yükleri yüksek olan bu besinlerin tamamına yakını vücudunuzda yağ olarak depolanıyor.” uyarısında bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Güneş, aralarda yaşadığınız açlıklarda bu besinler yerine mevsim meyvelerinden 1 porsiyon (1 orta boy elma veya portakal veya 1 tane kivi vb.) seçmenizin kilo kontrolünü sağlamayı kolaylaştıracağını belirtiyor.

6.Yeşil yapraklı sebzeler sofraya

Değişen hava koşullarına uyum sağlamak için vücut direncinizi arttırmanız gerekiyor. C vitamini vücut direncinizin artmasında ve güçlü bir bağışıklık sistemiyle vücut ısınızın korunmasında en önemli vitaminlerden biri. Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Güneş, bunun için de C vitamininden zengin olan, ıspanak,pazı, brokoli ve karnabahargibiyeşil yapraklı sebze yemeklerini hafta da en az 3-4 kere tüketmenizi öneriyor. Yeşil yapraklı sebzelerin yanında C vitamininden zengin olan turunçgillerin tüketimi de bağışıklık sistemini destekliyor. Her gün 1 adet portakal veya greyfurt yemek de vücut direncinizi arttırmanın bir diğer yolunu oluşturuyor.

7.Badem yemekten korkmayın

Riboflavin, magnezyum, bakır ve yağ asidinden zengin olan bademin sindirilmesi için vücudun daha fazla enerji harcaması gerekiyor. Bunun sonucunda metabolizma hızınız artıyor. Badem ayrıca midede kalış süresi de uzun olması nedeniyle kendinizi daha uzun süre tok hissetmenizi sağlıyor. Tüm bu özelliklerini düşündüğümüzde günlük 8-10 tane kadar çiğ badem metabolizma hızlandırıcı ve tok tutucu bir ara öğün olacaktır.

8.Günde 1 fincan yeşil çay

Yeşilçayıniçerisinde bulunan kafein ve ‘epiogallocatechin-3-gallat’ adındaki bileşen sinir sistemi ile beyni etkileyerek kalp atış hızını ve metabolizmayı hızlandırıyor. İçerisindeki polinefol bileşenleri de iştahın baskılanmasına yardımcı oluyor. ”Ancak yeşil çayın bu etkileri için onu doğru demlemekgerekiyor.” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Güneş şu öneride bulunuyor:“Yeşilçayı kesinlikle kaynatmayın. Bir kupa kaynamış suyu ocaktan aldıktan sonra içine 1 çay kaşığı kadar yeşil çay ilave edip 3-4 dakika kadar demleyin, ardından süzün. Sonrasında çayınızı isterseniz soğuk isterseniz sıcak olarak içebilirsiniz.”

9.Tadına bakmadan tuz ilave etmeyin

Tuzda bulunan sodyumun fazla alımı vücudunuzun su tutmasına, bunun sonucunda da ödem yapmasına neden oluyor. Sonuç; kendinizi, özellikle sabahları uyandığınızda şişkin ve kilolu hissetmek. Günlük tuz tüketiminizi 5 gram ( 1 çay kaşığı) ile sınırlandırmaya özen gösterin.

10.Fiziksel aktivitelerinize devam

Havaların soğuması spora ara vermeniz için bir neden olmasın. Eğer herhangi bir spor dalıyla ilgilenmiyorsanız günlük 30-40 dakikalık yürüyüşler yaparak harcadığınız enerjiyi arttırabilirsiniz. Böylelikle yavaşlayan metabolizma hızınızın da dengesini sağlamış olursunuz.

kaynak:http://www.biguddi.com/

8 Aralık 2016 Perşembe

Ev Yapımı Doğal Cilt Toniği Nasıl Yapılır


Ev Yapımı Doğal Cilt Toniği Nasıl YapılırCilt temizliği çok önemlidir. Sadece sabunlarla ya da köpüklerle cilt temizliği yapılmış olunmaz. Yıkanan ve temizlenin cildin üzerine cila olarak da cilt toniği sürmek gerekir. Cilt toniği, cildin temizlendikten sonra ölü hücrelerini alarak cildi canlandırır ve ayrıca gözeneklerde ki kirleride temizler. Cilt toniğinde dikkat edilmesi gereken en önemli konu, doğal olmasıdır. Doğal olan cilt tonikleri oldukça yüksek bir mevla demektir. Ayrıca yapılırken görülmediği için, piyasada doğal diye satılan cilt toniklerinin çoğu kimyasaldır. Bu yüzden ev yapımı cilt toniği daha akıllıca bir seçim olacaktır. Evde cilt toniği nasıl yapılır ? Sorusuna verilecek olan birçok tarif vardır.

Elma Sirkeli Cilt Toniği

1 çay bardağı klorsuz su
1 tatlı kaşığı elma sirkesi
4 damla kuşburnu yağı

Elma Sirkeli Cilt Toniği Yapılışı

Elma sirkesi, Ev yapımı cilt toniği arasında en etkili olan malzemedir. Yapılacak olan işlem çok pratiktir. Tüm malzemeler karıştırılarak, kabaklı bir kaba ya da şişeye konulur. Sabah ve akşam kullanılması ile daha hızlı etki yaratacaktır. Kullanmadan birkaç dakika önce çalkalanması lazımdır.

Kuru ve Hassas Ciltler İçin Aloe Vera Cilt Toniği

1 çay bardağı klorsuz su
1 tatlı kaşığı aloe vera jeli
4 damla badem yağı
4 damla gül yağı

Kuru ve Hassas Ciltler İçin Aloe Vera Cilt Toniği Yapılışı

Ev yapımı cilt toniği olan bu karışım, hassas ve kuru ciltler için çok etkilidir. Malzemeler karıştırılarak homojen bir karışım elde edilir. Tonik şişesine konularak, günde iki kez kullanılması uygundur. Kullanılmadan önce iyice karışması için çalkalanması gerekmektedir.

Yağlı ve Karma Ciltler İçin Aloe Vera Cilt Toniği

1 çay bardağı klorsuz su
1 tatlı kaşığı aloe vera jeli
1 tatlı kaşığı limon yağı

Yağlı ve Karma Ciltler İçin Aloe Vera Cilt Toniği Yapılışı

Yağlı ciltler evde cilt toniği nasıl yapılır ? Malzemeler eklenerek, karıştırılır. Günde iki kez olmak üzere yüz bölgesine pamuk yardımı ile sürülür. Yağlı ciltler evde cilt toniği nasıl yapılır?

Güllü Cilt Toniği

1 çay bardağı gül suyu
1 çay bardağı klorsuz su
5 damla gül yağı
5 damla lavanta yağı
Güllü Cilt Toniği Yapılışı

Evde cilt toniği nasıl yapılır, sorusuna verilecek olan diğer çözüm ise gül içeren toniktir. Malzemeler karıştırılarak, kullanmadan önce çalkalanmalıdır. Özellikle hassas ciltlerde etkilidir.

kaynak:http://www.kadinlarduysun.com/

7 Aralık 2016 Çarşamba

Kozmetik ve Cilt Bakım Ürünleri Nasıl Saklanmalı?

İster nemlendirici, ister maskara olsun tüm güzellik ürünlerinin farklı saklama koşulları vardır. Birçok kadın, ürünlerin ömürlerini uzatan saklama yöntemlerine çok da hakim değil. Çoğu kadın güzellik ürünlerini banyo dolabında ya da makyaj masasında saklar. Bazı ürünlerin buzdolabında saklanması, ya da banyonuzda bulunmaması gerektiğini biliyor muydunuz?

Kozmetik ve Cilt Bakım Ürünleri Nasıl Saklanmalı?

Oriflame’in bloğu Güzelliğe Dair’de yer alan haber, kadınların makyaj malzemelerini saklama koşullarını bilmediğine dikkat çekiyor. Ve; “ Makyaj malzemelerinin ömrünü uzatmak adına yapacağımız ilk şey onları nemsiz kuru bir ortamda saklamak. Bu nedenle makyaj malzemelerini banyoda saklamamanız gerekiyor. Banyo tam bir nem deposu. Isı değişiklikleri ürünlerin erimesine, yumuşamasına, sararmasına, ayrışmasına, koku bozulmasına neden olabilir. Isı ve ışığa maruz kalan ürünler soğuk ve karanlıkta saklanan ürünlere göre 3 veya 4 kat daha hızlı bozulurlar. Saklama koşulları ürünün ömrünü etkiliyor. Bazı ürünlerin de serin yerde olmaması gerekli. Özelikle yağ veya balmumu bazlı formüllere sahip ürünler düşük ısıda hemen sertleşir. Yüz yağları, silikon yapılı primerler ve serumlar, sıvı fondötenler ve diğer yağlar buzdolabında soğuktan dolayı katılaşabilir veya kıvam ve yoğunlukları bozulabilir. Bu ürünleri oda ısısında (25oC), ışıktan uzakta ve nemsiz ortamda saklamayı tercih edin.


Sivilce karşıtı ürünleri ısı ve ışıktan uzak tutun
Isı ve ışık, ürünlerinizin içeriklerini ve işlevlerini değiştirebilir; bakterilerin üremelerine de sebep olabilir. Bazı içerik ve ürünler sıcaktan daha çok etkilenir.

Ekstra hassas olan, dikkatli saklanması gereken cilt bakımı ürün ve içerikler: 
• C vitamin içeren bakım ürünleri (askorbik asit içerikleri)
• Yaşlanma karşıtı cilt bakım kremleri (retinol içerenler)
• Sivilce karşıtı cilt bakım ürünleri (benzoil peroksit içerenler)
• Bronzlaştırıcılar ve beyazlaştırıcı cilt bakımı ve makyaj ürünleri (DHA içeriği)
• Koruyucu içermeyen bakım ve kozmetik ürünleri (organik olan her şey)

Saklama ve koruyuculuk bakımından orta derecede hassas olan ürünler: 
• Rujlar
• Fırçalar (nem ve bakterileri emebilirler)
• Pudralar


Cilt bakım ürünlerinin renginin değişmemesi saklama koşulları bakımından oldukça önemli!
Oksidasyon, bir formülün hava ile teması sonucu oluşan kimyasal değişimdir. Eğer makyaj ya da cilt bakım ürünleriniz oksitlenirse renkleri değişebilir, kuruyabilirler, işlevlerini yitirirler.

Ekstra hassas ürünler: 
• Organik kremler
• Serumlar
• Güneş kremleri
• Doğal yağlar
• Likit eyeliner ve maskaralar
• Fondötenler

Öneri: 
• Ürünü kullandıktan sonra muhakkak kapağını kapatın ve özellikle banyoda saklıyorsanız buharın zarar vermemesine dikkat edin.
• Bakterilerin ürünlere geçmemesi için ürünü kullanmadan önce ellerinizi yıkayın.
• Hassas ürünleri karanlık bir yerde saklayın (siyah bir çanta ya da koyu renkte kutularda)

Parfüm ve ojeleri buzdolabında saklayın 
Soğutucular bakterilerin çoğalmasını tamamen önlemese de kısıtladığı için bu ürün gruplarında tercih edebilirsiniz.

Geçici olarak buzdolabında saklanacak ürünler: 
• Parfüm (bir yıldan fazla saklamak istiyorsanız)
• Tırnak cilası (oda ısısında ayarlayın)
• Koruyucu içermeyen- organik ürünler

kaynak:http://www.stilonerileri.com/

6 Aralık 2016 Salı

Kalıcı Fön Nasıl Yapılır?

Her gün saçlarınıza fön çektirmekten bıktıysanız eğer sizlere kalıcı fön uygulamanızı tavsiye edebiliriz. Her gün saçlara fön çekmek sağlık açısından yanlış bir uygulamadır. Saçlarınız zayıflamaya başlar zamanla kırıklar oluşur ve dökülmeye kadar gidebilir. Ama kalıcı fön ile saçlarınız daha bakımlı ve ekonomik olacaktır.

Kalıcı fön nasıl yapılır

Fön çekilecek saça ilk yapılması gereken saç analizi yapmakla başlar

Saçlarınız yapılacak işlemlerden etkilenmemesi için koruyucu sprey sıkılmakta. Bu sprey ile saçlar taranmakta bir süre beklenmekte.

Eğer saçlarınızda yıpranma ve sağlıksız saçlar var ise onarılmakta

Saçlarda dalgalanma ve pul tabakasını düzleştiren ürün saçınıza sürülmekte.


Belli bir zaman bekledikten sonra saçlar yıkanmakta ve ısıdan korunmak için yardımcı spreyler saçın tamamına uygulanır

Ardından saçlar düzlenmekte ve üstüne sabitleyici ürün sürülmekte ve bir süre beklenmekte.

En son saç fönleri ile kurutulmakta ve son şekil verilmekte

Fön yapılan saç 3 gün yıkanmaz ve toka gibi aksesuarlar takılmaz

3 günün ardından 8 ay gibi bir süre istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

kaynak:http://www.34numara.com/

5 Aralık 2016 Pazartesi

Oyuncak Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz

Oyuncak Satın Alırken ve Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler:

Oyuncak, üzerinde CE işareti taşımalıdır. Bu işaret oyuncakların nitelik kontrolünün yapıldığını göstermektedir.

Oyuncak almadan etiketini okuyun

Oyuncak almadan önce etiketinin okunup, oyuncağın nasıl kullanılacağı, hangi yaşlar için güvenilir olduğu ve bir erişkinin gözetimine gereksinim olup olmadığının bilinmesi gereklidir. Oyuncak üreticisinin ya da ithalatçısının adını ya da markasını taşımalıdır.

Kurşun gibi herhangi bir zehirli boya taşımamalı ve ambalajı üzerinde toksikmadde içermediği belirtilmiş olmalıdır.

Toksik maddeye dikkat

Çocuklar için yapılmış tebeşir, boya kalemleri, keçeli kalemlerin toksik madde içermemesi gerekir.

Pille çalışan oyuncaklarda pil koyma yerinin güvenli biçimde kapalı olmasına dikkat edilmelidir.

3 Yaşından küçüklere oyuncak alırken

3 yaşından küçük çocukların 3 cm den küçük çapta yuvarlak ya da 6 cm den daha kısa çubuk biçimindeki eşyalarla oynamasına izin verilmemelidir.

Kolay kırılan oyuncaklara dikkat

Kolayca kırılan ve parçalara ayrılan oyuncaklar yaralanmalara ve küçük parçaların yutulmasına yol açabilir.

Yumuşak hayvan ve bebeklerin gözlerinin, burun ve diğer küçük parçalarının kopmayacak biçimde dikilmiş ya da yapıştırılmış olması gerekir.

Havaya küçük parçalar fırlatan oyuncaklar da ciddi göz yaralanmalarına ya da parçaların yutulmasına neden olabilir.

Tüylü oyuncak alırken

Tüylü oyuncaklar alerjisi olan çocuklar için sakıncalı olabilir.

Temizlenemeyen oyuncaklar her şeyi ağzına sokan bebekler için enfeksiyon riski oluştururlar.

Oyuncakların ipleri olmamalıdır. 15 cm'den uzun ip, kordon ya da lastikleri olan oyuncaklar boğulma riski nedeniyle bebeklerin yanında bırakılmamalıdır.

Oyuncak silah alırken dikkat

Oyuncak silahlardan, model uçaklardan ya da motorlu araçlardan gelensesler bebeğin işitme duyusuna zarar verebilir. Bu nedenle keskin, yüksek ya da tiz sesli oyuncaklar yerine müzikal ya da yumuşak sesleri olan oyuncaklar seçilmelidir.

kaynak:http://www.diyadinnet.com/

Ruj Sürerken Yapılan 6 Büyük Hata

Makyaj biz kadınların vazgeçilmez rutinlerinden biridir. İyi yapılmış bir ten ve gz makyajının hiç kuşkusuz ki en önemli tamamlayıcısı rujdur. Ancak ruj sürerken yapılan bazı hatalar kötü görünmenize neden olabilir. İşte o hatalar:

Dudakları nemlendirmemek

Hemen hemen herkes cildini nemlendirir ama dudaklarını unutur. Özellikle kuru veya soğuk havalarda çatlayan dudaklar, rujunuz için pek de sağlıklı bir zemin hazırlamaz. Rujunuzu sürmeden önce dudaklarınızı mutlaka nemlendirmeyi unutmayın.

Dudaklarınıza peeling yapmamak

Rujunuz için kötü bir şey varsa o da pul pul dökülen dudak derinizdir. Belli aralıklarla nemli bir fırçayla dudaklarınızı ölü deriden arındırın.

Ruju dudaklara yeterince yedirmemek

Dudaklarınızı boş bir tuval olarak düşünün, ancak her boyadıktan sonra onu o şekilde bırakmak yerine dudaklarınızın ruju emmesini sağlamak için; dudaklarınızı birbirine sürtmelisiniz.

Dudak kalemi kullanmamak

Dudak kalemi ruj için dudak hattınız ile cilt arasında bariyer görevi görür. Eğer 90'lardan fırlamış gibi görünmek istemiyorsanız rujunuzla aynı renkte bir dudak kalemi seçmelisiniz.

Ruju sürmeye yanlış yerden başlamak

Ruju sürmeye her zaman dudaklarınızın merkezinden başlayıp sonrasında dışa doğru devam etmelisiniz.

Doğru tonu seçmemek

Eğer seçiminiz yanlışsa, hiçbir taktik o ruju güzel göstermeye yetmeyecektir. Unutmayın, mavi tabanlı kırmızı rujlar soğuk tonlu ciltlerde; turuncu tabanlı kırmızılar ise sıcak tonlu ciltlerde güzel durur.


kaynak:http://hepsikadin.com/

Kış Aylarına Özel Cilt Bakım Tüyoları

Soğuk ve kuru hava, kapalı ortamlar ve hava kirliliği nedeniyle kışın cilt bakımının öneminin arttığını vurgulayan Dermatoloji Uzmanı Dr. Neslihan Dönmez, kışın banyoda 15 dakikadan fazla kalmanın cildin yağ tabakasına zarar verdiğini kaydetti.

Kışın da güneş koruyucu kullanın

Kışın cilde uygun ve gliserin, vazelin, üre, laktik asit, hyaluronik asit içeren nemlendiriciler kullanılmasının gerekliliğine değinen Uzm. Dr. Neslihan Dönmez, cilt temizliği için ise "Cildi kuru olanlar, sabun bileşenleri içermeyen losyonlar tercih etmeli. Ayrıca alkol içeren tonikler kullanmamalarını öneriyoruz. Diğer yandan kış aylarında da tıpkı yaz döneminde olduğu gibi güneş koruyucuların kullanılması gerekiyor. Özellikle karlı ortamlarda yansıma nedeniyle güneşin etkisi artmaktadır"şeklinde konuştu.


Cildiniz için sağlıklı beslenmeyi önemseyin

Sonbahar ve kış aylarında beslenmenin de cilt için önemli olduğunu belirten Dönmez,"Omega-3 desteği kışın cilt bakımının etkisini arttırmaktadır, kış mevsiminin meyveleri ve sebzeleri ile birlikte tahıllı besinler de, kışın cilt bakımının daha etkili olması için sağlıklı beslenme kuralları arasında yer almaktadır" diye konuştu.

Kışa özel cilt bakım önerileri

Dr. Dönmez, kışa ilişkin diğer önerilerini şöyle sıraladı:

- Kışın banyo sürelerini biraz kısa tutmamız önemlidir. Sıcak su ile banyo yaparken 15 dakikadan sonra bu sıcaklık deri üzerindeki koruyucu yağ tabakasına hasar verir. Deri hücrelerindeki su oranı azalır ve cildin kurumasına neden olur. Ilık suyla banyo yapılması önerilir.


- Eğer cildinizde leke, kırışıklık ve sarkma problemi varsa bunlara çözüm bulacak işlemler (lazer, peeling v.s.) için en uygun zaman kış mevsimidir.

- Özellikle kışın en sık karşılaştığımız dudak kuruluğudur. Öncelikle dudaklarınızı ıslatarak kuruluğunu gideremeyeceğimizi bilmeliyiz, aksine bu durum dudak kuruluğunuzu arttıracaktır. Gün içerisinde sık bir şekilde çeşitli dudak balmları veya nemlendiriciler ile dudaklarınızı nemlendirin ve en önemlisi gece yatarken mutlaka sürün.

- Ellerinizi korumak için eldiven kullanın ve uygun nemlendiricilerle nemlendirin.

- Saçları soğuk hava ve çevre kirliliğinden korumak için yumuşak şampuanlar ve saç kremleri uygulanması, saçları ve tırnakları güçlendiren biotin, çinko desteği alınması uygun olabilir.

- Bebeklerin cildi daha hassas olduğu için kış aylarında soğuktan korunmaları ve nemlendirici kullanımı daha da önemlidir.

kaynak:http://hepsikadin.com/

Makyajınızı Yüz Tipinize Göre Yapın!


Oval yüz tipi için makyaj önerileri

Oval bir yüz şekline sahipseniz, gözlerinizi ön plana çıkarmak için kavisli kaş modeli tercih etmelisiniz. Göz makyajı ve ruj seçimine gelince; ikisinin de baskın olmamasına özen göstermelisiniz. Eğer göz makyajınız ağırsa, doğal tonlarda bir ruj kullanmalı ya da kırmızı ruj kullanmak istiyorsanız, doğal tonlarda bir göz makyajı uygulamalısınız. En güzel yüz tiplerinden biri olarak değerlendirilen oval yüz tipine sahipseniz doğal ten renginize göre bir fondöten seçmeniz çok daha doğru olacaktır. Eğer yüzünüzün daha ince görünmesini istiyorsanız, elmacık kemiklerinizin alt kısmından şakaklarınıza doğru bronz tonlarında bir allık kullanabilirsiniz.


Kare yüz tipi için makyaj önerileri

Dikkati köşeli çene yapınızdan uzaklaştırmak için gözaltı, alın ve elmacık kemiklerinizi aydınlatmalı, çene bölgenizde ise daha koyu bir pudra kullanmalısınız. Ayrıca odağı dudaklarınıza kaydırarak da çenenizin fazla dikkat çekmemesini sağlayabilirsiniz. Bunun için canlı renklerde rujlar tercih edebilirsiniz. Elmacık kemiklerinizde şakaklarınıza doğru uygulayacağınız şeftali ve pembe tonlarındaki allıklar da, yüz hatlarınızı yumuşatmanız konusunda size yardımcı olabilir.


Yuvarlak yüz tipi için makyaj önerileri

Eğer yuvarlak bir yüz şekline sahipseniz, yapmanız gereken şey, yüzünüzün daha oval görünmesini sağlamak. Bu sağlamak için koyu renk fondötene ve allığınızı doğru uygulamaya ihtiyacınız olacaktır. Normal ten renginizden bir iki ton daha koyu bir fondöten rengi tercih edin. Ayrıca, elmacık kemiklerinizin üzerine ve biraz da alt kısmına taşırarak şakaklarınıza doğru allığınızı uygulayın. Pembe allık sizin için uygun olabilir. Gözlerinizi ve dudaklarınızı belirginleştirmek de yüzünüzün daha oval görünmesini sağlayabilir. Gözlerinize çok ince olmayacak şekilde eyeliner uygulayın ve far rengi olarak da koyuya yakın gri tonlarını tercih edin. Aynı şekilde ruj renginizin de koyu olması bu etkiyi sağlamlaştırmanız konusunda size yardımcı olabilir.


Kalp şeklinde yüz tipi için makyaj önerileri

Öncelikle kaş renginizin doğal renginde olmasını sağlayın. Eğer kaşlarınızın rengi çok açıksa, belirginleştirmek için kaş kalemi kullanabilirsiniz. Yüzünüz çene kısmınıza doğru daraldığı için bu bölgenin daha geniş görünmesini sağlamalısınız. Bunun için de çenenizde daha açık tonlarda bir kapatıcı kullanabilirsiniz. Elmacık kemiklerinizi daha da belirgin hale getirmemek için allığınızı fazla yoğun kullanmaktan kaçınmalısınız. Yüzünüzün üst kısmında, ten renginizden birkaç ton daha koyu bir fondöten kullanarak bu etkiyi yaratmanız mümkün.


Oblong yüz tipi için makyaj önerileri

Eğer geniş ve uzun bir yüzünüz varsa, yapmanız gereken şey yüzünüzün daha oval ve kısa görünmesini sağlamak. Bunun için ten renginize uygun bir sıvı fondöten ve fondöteninizden bir iki ton daha koyu bir pudra kullanabilirsiniz. Pudranızı elmacık kemiklerinizi ve çenenizi belirginleştirmek için kullanmalısınız. Böylece yüzünüz daha ince ve kısa görünecektir. Çene kemiklerinizden şakaklarınıza doğru uygulayacağınız terra cota allıklarda bu etkiyi artırmanız konusunda size yardımcı olabilir. Gözlerinizi ön plana çıkarmakta daha oval bir yüz şekli yaratmak konusunda size yardımcı olabilir. “Kedigözü” tabir edilen göz makyajı tipi tam size göre olacaktır.


Elmas şeklinde yüz tipi için makyaj önerileri

Eğer elmas şeklinde bir yüze sahipseniz, yapmanız gereken ilk şey yüzünüzün daha dar görünmesini sağlamak. Bunun için açık ve koyu tonlarda iki farklı fondöten kullanmalısınız. Alın ve çene bölgenizi belirginleştirmek için açık tonu, yüzünüzün yan kısımlarına ise koyu fondöteninizi uygulayabilirsiniz. Böylece yüzünüzün daha ince ve uzun görünmesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca oval kaşlardan uzak durmalı, daha kavisli bir kaş modeli seçmelisiniz. Çene bölgenizin daha da ince görünmemesi için, dudak hatlarınızı takip edecek şekilde dudak kalemi uygulamalısınız. Eğer dudak kaleminizi, dudak hattınızdan taşırarak sürmeyi tercih ederseniz bu dudaklarınızın olduğundan daha büyük görünmesini sağlayacak dolayısı ile çenenizde daha küçük görünecektir. Ruj olarak da doğal tonlarda, mat rujlar tercih etmeniz sizin için çok daha doğru olacaktır.

kaynak:http://hepsikadin.com/

Uzun Ve Hacimli Kirpikler İçin 6 İpucu

Bütün kadınlar her zaman uzun ve hacimli kirpiklere sahip olmak ister ve bunun için de birçok yönteme başvurur. Siz de rimel hileleriyle, besleyici ürünlerle ve bazı basit makyaj tüyolarıyla hep hayalini kurduğunuz o mükemmel ve uzun kirpiklere kavuşabilirsiniz.

İşte sizin için bir araya getirdiğimiz 6 ipucu:

Şeffaf bir primer kullanın

Ekstra uzun kirpikler için rimeli uygulamadan önce primer rimel sürün.

Kirpik kıvırıcınızı ısıtın

Kirpik kıvırıcınızı kullanmadan önce saç kurutma makinesiyle ısıtın. Kirpik kıvırıcınızın sıcak olması kirpiklerinizin daha uzun süre kıvrık kalmasını sağlar. Bir nevi kirpikleriniz üzerinde sıcaklıkla şekillendirme aleti kullanmışsınız gibi.

Kirpiklerinizi tarayın

Daha net bir görünüm ve rimelin kirpiklerde kümelenmesini önlemek için rimeli uygulamadan önce ve sonra kirpiklerinizi taramalısınız.


Bebek pudrası sürün

Kirpiklerinize rimel uygulamadan önce bebek pudrası serpiştirin. Bu işlem kirpiklerinizin kabarmasını sağlayacak. Ardından rimeli uygulayınca kirpikleriniz daha da kalın gözükecek.
Kirpiklerinizi Hint yağıyla nemlendirin

Hint yağı, parlak ve hacimli kirpiklere kavuşmanızı sağlayan folikül uyarıcı ve besleyici özelliktedir. Yatmadan önce temiz bir fırça veya kulak pamuğuyla Hint yağını kirpiklerinize uygulayın. İsterseniz Hint yağını uygulamadan önce içine birkaç damla E vitamini veya aloe vera ekleyebilirsiniz. Bir gece gözünüzde kalsın ve sabah ılık suyla durulayın.

Hacim için limon kabuğu kullanın

Limon kabuğu kirpiklerinize hacim katar. 1 yemek kaşığı kurutulmuş limon kabuğunu birkaç gün Hint yağı veya zeytinyağında bekletin. Bu karışımı kirpiklerinize uygulayın, bir gece bekletin ve sabah durulayın.

kaynak:http://hepsikadin.com/

Basit Makyaj Teknikleri


Aslında makyaj yapmanın sırlarını bilmeniz halinde, hiç de zaman kaybı yaşamadan, günlük hayatınızda dahi sokağa manken gibi çıkabilirsiniz. İşte bu anlamda bilmeniz gereken detaylar:

Basit Makyaj Önerileri

• Gözlerinize far sürdünüz; ama elinizde metalik far bulunmuyor.Ve siz, metalik far kullanmadan kendinizi eksik hissedersiniz… Ne olacak şimdi? İşte makyaj yapmanın sırlarından ilki: farı uygulamanızın sonrasında üzerine ya Hindistan cevizi yağı; ya da vazelin sürün…

Pratik Makyaj Bilgileri

• Eğer makyaj sonrasında cildinizin parlak, ve canlı görünmesini istiyor, aynı zamanda nemli olmasını hedefliyorsanız, fondöten kullanmadan hemen önce cildinize vazelin sürün… Bırakın biraz kurusun, ardından fondöteninizi uygulayabilirsiniz…

• Dudaklarınızı dolgunlaştırmak için deneyebileceğiniz basit makyaj önerilerinden bir tanesi de şu: İlk olarak, dudaklarınızı, çikolata rengi göz kalemi ile çizin. Sonrasında, çevreden merkeze doğru kiremit rengi kalem uygulayın. Ardından da kırmızı parlak kalem kullanmayı ihmal etmeyin. Alt dudağınızın ortasına krem rengi aydınlatıcı ile bir nokta koyup, sonrasında da dudaklarınıza kalın bir tabaka halinde balsam sürerseniz, işleminiz tamamdır.

Yüz Şekline Göre Allık Nasıl Sürülür?

• Göz makyajında eyeliner kullandığınızda dikkat etmeniz gereken konu ise şu: İlk olarak gözlerinizin kenarına kahverengi, ve siyah kalem ile vurgu yapın. Sonrasında Hem dış, hem de iç kısımlara beyaz kalem uygulayın. Bir kaç kat kırmızı nokta yaparak da gözlerinizi parlak gösterdiğinizde, amacınıza ulaşacaksınız demektir.

• Göz kapaklarınıza beyaz far uygulayarak da gözlere dikkat çekmeniz, basit makyaj teknikleri ile mümkün. Bunu yapmak için, ilk olarak göz kapaklarınıza beyaz far sürün, sonrasında da iç kısımlara, beyaza yakın bir tonda, inci dokulu far uygulaması yapın.

Önemli Makyaj Hataları

• Burnunuzun büyük olduğunu düşünüyor, ve makyaj yapmanın sırları ile bu sorunu nasıl çözebileceğinizi merak ediyorsanız, yapmanız gereken şeyin sadece, burun ucunuza pembe bir allık sürmekten ibaret olduğunu belirtelim…

• Badem gözlü olmak; daha uzun görünmek ise takma kirpiklerin doğru kullanımı ile mümkün… Nasıl yapacağınıza gelince: İlk olarak takma kirpiklerinizi ikiye ayırın. Sonrasında da sadece dış kısımlara, kirpiklerin bir yarısını uygulayın.

kaynak:http://hepsikadin.com/

11 Ekim 2016 Salı

Güzel Ve Sağlıklı Bir Cilt İçin Evde Yapılması Gerekenler

Güzel ve sağlıklı bir cilde sahip olmak için günlük hayatta dikkat etmemiz gereken noktalar hakkında bilgiler.

Genç görünen güzel bir cilde sahip olmak herkesin isteği elbette. Ancak yoğun bir çalışma ya da okul hayatı olanların kişisel bakımlarına zaman ayırdıklarını söylemek zor.

Bununla birlikte, günlük yaşamımızda sadece birkaç püf noktasını sürekli olarak uygulayıp zamanla hayatımıza yerleştirdiğimizde cildimizin güzel görünmesini sağlayabiliriz.

Bol Bol Su

Bu noktalardan ilki, gün içerisinde yeteri kadar su tüketmek. Bu sayede cildimizin daha canlı görünmesi mümkün.

Ancak, gün içerisinde çok kahve veya çay tüketiyorsanız ve bu içeceklerden aldığınız sıvı miktarının yeterli olduğunu düşünüyorsanız, yanıldığınızı söylemek gerek çünkü bu içeceklerin diüretik yani vücuttaki sıvının atılmasını sağlayan içecekler olduklarını bilmenizde fayda var.

Nemlendirici Kremler

Kırışıklardan uzak, doğal ve canlı görünen bir cilt için olmazsa olmazlardan bir diğer faktör ise nemlendiriciler.

Özellikle de kuru cilt tipine sahip olanlar ciltlerine sık sık bu tür nemlendiricileri uygularsa, cilt yüzeyinde özellikle de göz kenarlarında oluşabilecek ince çizgiler ve deri döküntüsüne karşı etkili bir önlem alabilirler.

Ancak kullanılacak bu nemlendiricilerin kimyasal madde içerip içermedikleri konusunda mutlaka iyice araştırma yapmak çok önemli.

Koruyucu Kremler


Cildimizi korumak için gerekli olan üçüncü bir etkense, güneşe karşı koruyucu kremler. Öyle ki, yaz-kış demeden bu koruyucu kremleri kullanarak cilt lekelerinin önüne geçebiliriz.

Doğal Beslenme


Güzel görünen bir cilde sahip olabilmek için beslenme tarzımıza dikkat etmenin buraya kadar saydığımız faktörler arasında en önemlisi olduğunu söylersek, pek te abartmış olmayız aslında.

Özellikle de elma ve yeşil yapraklı sebzeler gibi besinlerin cildimize canlılık kattığını söyleyebiliriz. Bununla beraber, faydalı besinleri tüketmeye özen gösterdiğimiz kadar, zararlı yağlar içeren fast-food gibi besinlerden uzak durmamız da oldukça önemli çünkü yediğimiz bu tür zararlı besinlerden dolayı yüzümüzde sivilce çıkması çok normal.


Ayrıca E vitamini içeren kuruyemişlerden de bol bol tüketmek, cildimizin genç kalması için oldukça önemli. Cilt sağlığı için gerekli olan B, C vitaminleri ve Biotin gibi diğer vitaminleri de ihmal etmemek gerek.

Sigaradan Uzak Durulmalı

Sigaranın çok fazla radikal içerdiğinden ve bu radikallerin de cilt kırışıklıklarına neden olduğundan dolayı cilt sağlığı üzerine çok fazla olumsuz etkisi olduğunu söylemek gerek. Bu nedenle genç kalmak isteyenler sigaradan kesinlikle uzak durmalı.

Bol Bol Spor, Egzersiz



Yapacağımız egzersizler sayesinde vücudumuza radikallerin düşmanı olan oksijen alarak daha genç bir cilde sahip olabiliriz.

kaynak:http://www.diyadinnet.com/