26 Ekim 2019 Cumartesi

GENİZ ETİ ÇOCUKLARDA GELİŞME GERİLİĞİ YAPIYOR


Burun tıkanıklığı, öksürük, kulak tıkanması ve horlama gibi şikâyetlere neden olan geniz eti, iştah kaybı ve tekrarlayan enfeksiyonlar nedeniyle gelişme geriliğine de yol açabilir.

“Geniz eti, çocuk kulak burun boğaz hastalıklarının pek çoğuyla ilişkilidir ve sıklıkla ailelerin duymaktan hoşlanmadığı bir durumdur. Tıbbi adıyla “adenoid” olarak isimlendirilen geniz eti dokusu, burun boşluğumuzun arka bölümünde, geniz bölgesinde yer alır. Aynı bademciklerde olduğu gibi, mikroplara karşı birincil yanıtın verildiği bir bağışıklık sistemi elemanıdır. Çeşitli nedenlere bağlı geniz eti büyüdüğünde ve geniz boşluğunu doldurduğunda başlıca burun tıkanıklığı, uyku apne sendromu (Uykuda soluk durması) ve tekrarlayan kulak sorunlarına neden olabilir. Ayrıca iştah kaybı ve tekrarlayan enfeksiyonlar nedeniyle büyüme gelişme geriliğine de yol açabilir.

Bunları ortadan kaldırmak amacıyla yapılan geniz eti ameliyatlarından bir süre sonra, bazı çocuklarda sorunların geri döndüğü veya başından beri düzelmediği gözlenir. Bu aşamada ebeveynler, “acaba geniz eti tekrarladı mı?” ya da “geniz eti yeterli ölçüde alınmadı mı?” şeklinde endişelere kapılırlar. Oysa geniz etinin tekrarlaması oldukça nadirdir ve burun-geniz bölgesindeki tıkanıklığın devam ettiği çocuklarda aslında geniz etine eşlik eden, örneğin alerjik nezle gibi diğer bir hastalık bu durumun sebebi olabilir. Geniz eti ameliyatı ile beraber bunların da gerekli tedavileri yapıldığında, çocuğun belirgin şekilde rahatlaması olanaklı olabilir.

BURUN SOLUMU ÇOK ÖNEMLİ
Burun boşluğu, bilinenin aksine aslında bir boşluk değildir. Alınan soluk havasını akciğerlere temizlenmiş, ısıtılmış ve nemlendirilmiş olarak gönderen ve bu sırada havayı hisseden ve koklayan, son derece gelişmiş bir organımızdır. Burnumuzun arıtma ve iklimlendirme işlevlerinin akciğerlerimiz ve genel sağlığımız için de önemi büyüktür. Zira burun işlevleri yetersiz çocuklarda görülen astımın da, örneğin geniz eti ameliyatından sonra büyük ölçüde düzelmesi, bu koşullarla ilişkilidir.

Burun içerisinde, solunum yoluyla giren çeşitli mikropları, tozlar ile alerjenleri yakalayan ve temizleyen “mukoza örtüsü” bulunur. Bu temizleme mekanizması burun işlevleri için çok önemlidir. Buna ek olarak, şiştikleri zaman “burnumuzun bir tarafının sırayla açılıp kapanması” şeklinde hissettiğimiz, halk arasında “burun etleri” diye bilinen bazı oluşumlar bulunur. Bizlerin “konka” adını verdiğimiz bu yapılar burunun iklimlendirme işlevlerini üstlenirler. Mukoza örtüsünün temizleyici özelliği çeşitli nedenlerle bozulduğunda ve/veya burun etlerinin de şişmesiyle burun tıkandığında, işlevlerde aksamalar başlar. Bunu takiben solunum yolları ile ilgili diğer hastalıklara da zemin sağlanmış olur veya iyileşebilmeleri güçleşir. Diğer bir deyişle kulak-burun-boğaz bölgesindeki pek çok hastalığın önlenmesi veya düzelmesi burun solunumunun ve işlevlerinin düzgün olmasına bağlıdır.

GENİZ ETİ BURUN TIKANIKLIĞINA NEDEN OLUYOR
Geniz eti, çocuklarda genellikle tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle büyür. Burun solunumunu engelleyecek boyuta geldiğinde, burun işlevlerinin de bozulmasına yol açar. Bir başka deyişle burnun temizlenme mekanizması etkilenince, içeride alerjenlerin ve birikintilerin kalış süreleri uzar. Çocuğun öncesinde alerjik nezlesi olsun veya olmasın, mukozanın değişen derecelerde gösterdiği alerjik yanıt artışı nedeniyle burun dokuları şişer. Geniz etinin yarattığı tıkanıklığa ek olarak, bu şekilde gelişen mukoza şişmesi de burun tıkanıklığı biraz daha arttırmış olur. Bundan sonra burun işlevleri daha fazla bozulur, alerjenlerin kalış süreleri daha fazla uzar ve bu şekilde burun adeta kısırdöngüye girmiş olur. Bu şekilde burun tamamen tıkandığında geniz etinin küçülmesi de zorlaşır. Geniz eti alındığında bazı çocuklar bu kısırdöngüyü atlatırlarken, bazıları atlatamazlar. Bu durumu önlemek için burun tıkanıklığına yol açan diğer sorunların da belirlenerek tedavi edilmeye çalışılması gerekir.

ALERJİK NEZLE DE TEDAVİ EDİLMELİ
Geniz etine eşlik eden diğer hastalıkların ameliyat öncesinde belirlenmiş olması çok önemli. Örneğin çocuğun alerjik nezlesinin varlığının ameliyat öncesinde belirlenmiş olması ve geniz eti ameliyatı sonrasında bunun tedavisinin bir süre devam etmesi gerekebileceği konusunda aileler mutlaka bilgilendirilmelidir. Aksi halde çocuğun ebeveynleri belirtilerin sürdüğünü ve bu nedenle geniz etinin tekrarladığını düşüneceklerdir. İyi bir geniz eti ameliyatı geçirdiği halde burun tıkanıklığı ve kulak ile ilgili belirtileri devam eden bir çocuğun, ancak alerjik nezlesi de tedavi edildiği zaman sorunlarının tekrarlama olasılığı azalabiliyor.

Çocuk kulak burun boğaz hastalıklarında geniz eti varlığını ve alerjik nezleyi, çocuklar için geliştirilmiş pediatrik endoskoplarla doğrudan görerek belirleyebiliyoruz. Geniz eti olan bir çocukta beraberinde alerjik bulgular da varsa, mutlaka öncelikle tıbbi tedavi uygulayarak alerjik nezlesini kontrol altına almaya çalışıyoruz. Burun solunumu yeterli ölçüde sağlanabilirse, kısırdöngüden çıkması ve geniz eti ile ilişkili belirtilerinin gerilemesi de olanaklı olabiliyor. Burada son yıllarda, uygun özellikteki “burun yıkama” sıvıları sayesinde tıbbi tedavide önemli bir aşama kaydedebildik. Bu sıvıların burnu mekanik temizleme yoluyla alerjenlerden ve yoğun salgılardan arındırabilmesi sayesinde, buruna işlevlerini yeniden kazandırabilmemize ve burunu kısırdöngüden çıkartabilmemize yardımcı oldu. Burun işlevlerinin kazandırılma çabası, eğer koşullar izin veriyorsa zaman içerisinde geniz etinin de küçülmesine yardımcı olabiliyor. Ancak çok küçük yaştaki çocuklar burun yıkama tedavisine bazen uyum sağlayamıyorlar.

ANATOMİK BOZUKLUKLAR DA ETKİLİ OLABİLİR
Alerjik nezle dışında, geniz eti ameliyatı sonrasında belirtilerin sürmesine neden olabilecek diğer durumlara örnek vermek gerekirse, çocuklarda sık rastlanmasa da burun eğrilikleri (deviasyon), burun içi diğer anatomik bozukluklar, geniz bölgesinde bazı gelişimsel kitleler, tümörler ve hatta basit görülen kabuklanmalar bile burun tıkanıklığına neden olabiliyor. Ancak bu durumların çoğunda sorun endoskopik muayene ile belirlenebiliyor, gereken tedavi ve öneriler yapılarak önlemler alınabiliyor."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder