22 Şubat 2020 Cumartesi

Baş ağrısından kurtulmanın 10 yolu

Genellikle hafif veya orta şiddette tüm baş bölgesinde ağırlık, gerginlik olarak hissedilen gerilim tipi baş ağrıları pek çoğumuzun yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.

Liv Hospital Nöroloji Uzmanı Dr. Aylin Öztürk Yavuz gerilim tipi baş ağrısına karşı almamız gereken önlemleri anlattı.

Soğuk /sıcak uygulaması yapın

Sıcak veya soğuk uygulaması özellikle gerilim tipi baş ağrılarından kurtulma da çok işe yarıyor, gergin kasları gevşeterek baş ağrısından kurtulmada yardımcı oluyor. Sıcak uygulamayı ılık bir havluyla, soğuk uygulamayı ise bir beze küçük buz torbalarıyla yapabilirsiniz. Şakak ya da boyun bölgesi üzerinde bir süre tutun ardından 20 dakikada bir olmak üzere uygulamayı 3 kere tekrarlayın. Baş ağrısından kurtulmanızda yardımcı olacaktır.

Ilık duş alın
Gün içinde gerilen kasları gevşetmek için ılık bir duş yapın. Ne çok sıcak ne de çok soğuk olmalı. Ilık duş kasları gevşeterek baş ağrısından korunmazında yardımcı olacaktır.

Dinlenin

Aşırı yorgunluk da gerilim tipi baş ağrısına neden oluyor. Bu yüzden dinlenmek ya da istirahat etmek ağrıyı önlemek için çok önemli. Dinlenmeye geçildiğinde kan dolaşımı düzenlenmeye başlıyor, böylece tüm organlara, özellikle de beyne oksijen girişi artıyor. Beyinde artan oksijen girişi ağrıda koruyucu etki gösteriyor.

Bol bol su tüketin

Yaşam kaynağımız olan su, kan dolaşımını kolaylaştırıyor ve vücuda gerekli olan elektrolit ile minerallerin dengesini sağlıyor ve baş ağrılarında koruyucu etki yapıyor. Bu nedenle günde 2 litre su tüketmek çok önemli. Alkol, kafein ve şeker tüketimini de azaltmak kan dolaşımını rahatlatıyor ve ağrı yapıcı maddeleri uzaklaştırıyor.

Stresten uzak durun

Günlük yaşam kalitesini bozan depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik bozukluklar baş ağrısını tetikleyen önemli etkenlerden. Yoğun stres altında olduğumuz dönemlerde çok kısa süreliğine de olsa ortamdan uzaklaşmak, kendimize zaman ayırmak, stresten ve baş ağrısından korunmamızı sağlayacaktır.

Gevşeyin

Baş ağrılarını önlemek için stresten uzak durmak ve mümkünse gevşeyebilmek çok önemli. Bunun için derin nefes alma, yoga, davranış terapileri ile akupunktur gibi gevşeme terapilerinden faydalanabilirsiniz. Gevşemeyi başardığınızda beyninizdeki serotonin düzeyi artacak ve baş ağrısından korunacaksınız.

Uyku düzeni çok önemli

Kaliteli uyku sağlığımız için en az su içmek kadar kaliteli büyük önem taşıyor. Özellikle uyku sırasında salgılanan melatonin hormonu, vücudumuz için oldukça faydalı. İyi bir uykunun başlıca ölçüsü ise sabah dinç uyanmak ve gün içinde zinde hissetmek. Uyku düzeninizi günde 6 saatten az, 10 saatten de fazla olmamak şeklinde düzenleyin.

Duruşunuza dikkat edin
Yanış duruş kasların gerginliğini artırarak sağlık açısından pek çok probleme yol açabilir. Kasların gerginliğini azalmak ve baş ağrılarını önlemek için doğru duruş çok önemli. Vücudunuzun dik olmasına dikkat etmelisiniz.

Öğün atlamayın

Uzun süren açlık baş ağrısını tetikleyebiliyor. Bu yüzden öğün atlamamak gerekiyor. Ara öğünlerle birlikte günde 5-6 öğün beslenmeyi ihmal etmeyin.

Düzenli egzersiz yapın

Düzenli egzersiz demek baş ağrılarının azalması demek. Düzenli yapılan egzersiz mutluluk hormonunun salınmasını sağlıyor, kan dolaşımını düzenliyor ve kasları gevşetiyor.

kaynak:http://www.biguddi.com/

Strese karşı 6 koku

Araştırmalar, aromaterapinin stresi azalttığını ve uyumayı kolaylaştırdığını gösteriyor.

Klinik Aromaterapist, Aromakolojist Leyla Çakır, stresi azaltıp uykuyu düzenleyen esansiyel yağlar hakkında şu bilgileri verdi:

LAVANTA

Lavanta uçucu yağı, rahatlatıcı etkisi bakımından üzerinde en çok çalışılmış yağdır. Yapılan çalışmalarda, lavanta yağı ile yapılan aromaterapinin kan basıncını düşürdüğü, beyin dalgalarında ölçülebilir değişiklikler meydana getirdiği ve sinir sistemini sakinleştirdiği bulunmuştur.

Lavanta, hafif insomnia (uykusuzluk) için de yardımcıdır ve daha kaliteli bir uyku sağlar. Lavanta uçucu yağı ile yapılan terapilerin doğum sonrası depresyonunda ve anksiyeteyi (kaygı bozukluğu) azaltmada da yararlı olduğu görülmüştür.

Lavantanın, dişçi muayenehanesi, yoğun bakım ünitesi ve ameliyata hazırlanma odası gibi pek çok tıbbi ortamda da kaygıyı azaltmaya yardımcı olduğu tespit edilmiştir.

Lavanta kokusu, duygusal tepkiler ve anıların bağlı olduğu limbik sistem gibi beyindeki iletişim alanlarını etkilemektedir. Beyin dalgalarının ölçüldüğü elektroensefalografi (EEG) ve fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullanılarak yapılan çalışmalarda lavanta ile aromaterapinin rahatlatıcı etkisi ile ilişkili anlamlı değişiklikler görülmüştür.

LİMON YA DA YUZU LİMONU

Japon araştırmacılar tarafından yapılan araştırmaya göre, Yuzu uçucu yağının kokusu, stresi ve kaygıyı azaltarak kalp hızını sadece 10 dakika içinde yavaşlatıyor ve etkisi yarım saat sonrasına kadar devam ediyor. Yuzu, genellikle Asya mutfağında kullanılan Asya tipi bir sarı limon meyvesidir.

Bir Japon geleneği olan yuzu banyosu 18. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Stresi azaltmak için sıcak banyoda dilimlenmemiş yuzular yüzdürülür. Yuzu ya da daha kolay bulunabilen limon kokusunu ortama vermeyi düşünmelisiniz.

BERGAMOT

Geleneksel olarak İtalyan halk tıbbında kullanılmaktadır fakat gerilim ve kaygıyı azaltmaya yaradığına dair pek çok yeni çalışma bulunmaktadır. Bergamot uçucu yağı genellikle gıdalara aroma vermek için kullanıldığı gibi parfümlerde de kullanılıyor. Antibakteriyel, anti-viral gibi özellikleri olduğu da bilinmektedir.

Klinik çalışmalar, bergamot uçucu yağının kan basıncı ve stresi azalttığını göstermektedir.

Son yapılan araştırmalar bergamotun stresi rahatlattığı, kronik ağrıları azalttığı hatta EEG’de beyin dalga şablonunu değiştirebildiğini göstermektedir.

YLANG YLANG

Ylang ylang uçucu yağı, Güneydoğu Asya’da tropik bir ağacın çiçeklerinden elde edilen bir uçucu yağdır. Yapılan bir çalışma Ylang Ylang aromasının sinir sistemini yatıştırdığını göstermiştir.

MİSK ADAÇAYI

Bildiğimiz bahçede yetişen adaçayı ile akraba bir bitki olan misk adaçayı bitkisinden misk adaçağı yağı elde edilir. Misk adaçayı esansiyel yağının, diş tedavisi işlemleri sırasında insanların rahatlamasına yardımcı olduğu bulunmuştur. Misk adaçayı yağı ile yapılan aromaterapinin antidepresan benzeri bir etkisi olduğu da gözlenmiştir.

YASEMİN

Yaseminin rahatlatıcı kokusu tatlı bir aromaya sahiptir. Yasemin uçucu yağı üzerinde yapılan çok fazla bilimsel çalışma bulunmasa da muhteşem aromasını ilebilinen en iyi canlandırıcı ve rahatlatıcı etkili yağlardan biridir. Enerji verir, depresif ruh haline en iyi gelen kokulardan biridir.

kaynak:http://www.biguddi.com/

Çocuğunuz internet bağımlısı olmasın!

Internet ve teknoloji bağımlılığı olan bir çocukta; dil ve konuşma becerilerinde gerilik meydana gelebilir, her seslenildiğinde tepkisiz kalabilir, büyüdükçe dikkat eksikliği, öfke kontrolü sorunu gelişebilir, anne ve babayla, çevresiyle ilişkileri olumsuz etkilenebilir, okul hayatında bir takım sorunlar ve başarısızlıkla görülebilir.

Memorial Diyarbakır Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uz. Psk. Özlem Soysal, internetin doğru kullanımı hakkında bilgi verdi.

Çocukları İnternet Bağımlılığından Korumanın 12 Yolu

1.Çocukları teselli etmek, susturmak, yemek yedirmek için akıllı telefon/tablet vs. gibi aletleri asla kullanmayın

2.Çocuğunuzu tanımaya, yol haritası belirlerken onun neden bağımlı olduğunu anlamaya çalışın.

3.Çocuğunuzun ihtiyaçlarını görmeyi deneyin. Hayatta, aile içi ilişkilerde ve sosyal ortamlarda beslenemediği, tamamlayamadığı faktörleri açığa çıkarın.

4.Günlük internet kullanım saatlerini belirleyin.

5.Haftalık internet kullanımı çizelgeleri hazırlayın, buna göre bir plan oluşturun.

6.Destek grupları ya da aile terapisi gibi yöntemleri hayata geçirin.

7.Çocuklarınızı yetenek ve ilgi alanlarına uygun spor ve sanat dallarına, hobilere yönlendirin.

8.Yapmayı isteyip de fırsat bulamadığı faaliyetleri bir deftere yazmasını sağlayın. İnternet kullanmak için yoğun istek duyduğunda yazdıklarından birini yapmasını isteyin.

9.Çocuğunuzun arkadaşlık ilişkilerini destekleyin, onları bir araya getirecek aktivite planlayın.

10.Çocuğunuzun bilgisayar kullanımını kontrol edin ve sanal ortamdaki arkadaşlarını tanıyın.

11.Bilgisayarlarınızda güvenli internet uygulamalarının olmasına özen gösterin.

12.Uzun süreli bilgisayar kullanan çocuğunuzu engelleyemiyorsanız mutlaka uzman yardımı alın.

Teknoloji bağımlılığı çocukları yalnızlaştırıyor

Teknoloji bağımlılığında ve özellikle de yoğun ekran maruziyetine kalan bir çocukta, yaşa göre farklı belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu durum daha sonra alışkanlık haline gelmektedir. İnternet ve teknoloji bağımlılığı olan bir çocukta; dil ve konuşma becerilerinde gerilik meydana gelebilir, her seslenildiğinde tepkisiz kalabilir, büyüdükçe dikkat eksikliği, öfke kontrolü sorunu gelişebilir, anne ve babayla, çevresiyle ilişkileri olumsuz etkilenebilir, okul hayatında bir takım sorunlar ve başarısızlıkla görülebilir. Ergenlik döneminde ise içe kapanma, sosyal ortamlardan uzak durma ve iletişim güçlüğü ortaya çıkabilir.

Kontrollü internet kullanımı önemli

2 yaşından küçük çocukların internet, TV ya da bilgisayarla karşılaşması gelişim süreçleri açısından uygun değildir. Okul öncesi yaş grubu için günde 30 dakikayı geçmeyecek şekilde internet kullanımı yeterlidir. İlköğretimin ilk 4 yılında ödev haricinde oyun ve eğlence için günlük 45 dakika zaman ayırılabilir. Sonraki yıllarda hafta sonu daha esnek olmakla birlikte günde 1 saat kullanım uygundur. Lise çağında da günlük 2 saat yeterli olmaktadır. Ebeveynler, çocuklarının internette geçirdikleri zamanı takip ettikleri kadar içerikleri de takip etmesi, onları anlamaları açısından önemlidir. Çocuklara, kontrolsüz internet kullanımının zararlarını anlatmaya çalışmaktan kaçınılmamalıdır.

kaynak:http://www.biguddi.com/