26 Ekim 2019 Cumartesi
BİR FİNCAN SAĞLIK
Birçok bitkinin çiçeğinden, yaprağından, meyvesinden ya da kökünden hazırlayabileceğiniz çaylar, bağışıklığınızı güçlendirerek grip sezonunu daha sağlıklı atlatmanıza yardımcı olabilir, stresle baş etmenizi sağlayabilir, vücudunuzu toksinlerden arındırabilir, hatta hücrelerinizi okside olmaktan koruyarak daha genç kalmanızı sağlayabilir. Bu ay, bir fincan sıcak çay demleyebileceğiniz bitkileri mercek altına yatırdık, en yaygın olarak tüketilenlerin kullanım alanlarına, özelliklerine şöyle bir baktık...
Gül (Rosa damescena)
Asırlardır kozmetik amaçlarla kullanılan gülü çay formunda sıcak bir bardak içecek olarak da tüketebilirsiniz. Bunun için aktardan alacağınız bir avuç dolusu kuru gülü tohumlarından ve sap kısmından ayıklayarak 1 litre kaynamış suyun içerisine ekleyin. Nefis aroma ve lezzetinin ortaya çıkması için beş dakika demlendirin. Bu romantik çicekle yapılan çay, sakinleştirici ve rahatlatıcı etkisiyle endişeli dönemlerde yardımcınız olabilir. Ayrıca gülün boğaz enfeksiyonlarına ve öksürüğe de iyi geldiği biliniyor. Gül çayı, bulantıyı önleyici ve serinletici olarak da kullanılıyor.
Yaseminli yeşil çay (Rosa damescena)
Yasemin ve krizantem çiçeğinin elde özenle sarılmasıyla hazırlanan bu çay topçukları, sıcak suyla buluştuğunda adeta çiçek açıyor ve gözünüze de hitap eden harika bir görüntüye kavuşuyor. Yeşil çayın yan tarafta da bahsettiğimiz mucizevi faydalarını yaseminin rahatlatıcı harika kokusuyla birleştiren bu çay, cam bir çaydanlıkta ya da bardakta demlendiğinde nefis bir de görüntü sağlıyor.
Hatmi çiçeği (Althaea officinalis)
Yaz aylarında pembe, mavi, beyaz çiçekler açan bu güzel bitki aynı zamanda şifalı bir bitki çayı olarak da tüketilebiliyor. Antikçağdan beri solunum yolu rahatsızlıklarını tedavi etmek amacıyla kullanılan hatminin Latince ismi olan Althaea “şifalı” anlamına geliyor. Hatmi çiçeği, diğer adıyla gül hatminin içeriğinde antihistaminik bileşenler bulunuyor. Özellikle kuru öksürüğe ve ağız içi mukoza yaralarına karşı kullanılıyor. Balgam söktürücü özellikleri de biliniyor.
Adaçayı (Salvia officinalis)
Tüylü ve beyazımsı yapraklara sahip olan adaçayı ülkemizde bolca tüketiliyor. Sıcak suda demlendirilerek içilen çayı antiseptik ve antibakteriyel özelliklerinden dolayı ağız, boğaz, diş eti enfeksiyonlarında kullanılıyor. Sindirim sistemini stimüle ederek hazımsızlık sorunlarına da iyi geldiği düşünülüyor. Vücuttaki toksinlerin atılmasına da yardımcı olan bu şifalı bitkinin sakinleştirici özellikleri de biliniyor. Adaçayının hafızayı güçlendirdiğine dair çalışmalar da bulunuyor. Adaçayının aşırı kullanımında kan basıncı yükselebildiğinden tansiyon hastalarının dikkatli tüketmesi gerekiyor.
Papatya (Matricaria chamomilla)
Papatya çayı yaygınlıkla sakinleştirici, rahatlatıcı, uykuya yardımcı olarak kullanılıyor. Yapılan son araştırmalar papatyanın kasları rahatlatıcı etkilerinin olduğunu ortaya koyuyor. Soğuk algınlığına da iyi gelen papatyanın bu etkisinin antibakteriyel özelliklerinden kaynaklanabileceği ifade ediliyor. Papatya çayı, parazitlerin vücuttan uzaklaştırılmasında, diş eti ve ağız problemlerinde kullanılıyor. Gaz gidermeye yardımcı oluyor. Uterusu hareketlendirebileceği için hamilelerin kullanması önerilmiyor.
Ihlamur (Tilia tomentosa)
Haziran ayında sokakları mis gibi kokularla dolduran ıhlamur çiçekleri kurutulup kış boyunca şifalı çay olarak ülkemizin hemen her yerinde yaygın bir şekilde tüketiliyor. Bağışıklığı güçlendiren, göğüs yumuşatıcı özelliği bulunan ve terlemeyi sağlayan ıhlamur çayı özellikle soğuk algınlığına karşı baş yardımcımız. Mide bulantısı, ishal, gaz gibi sindirim sistemi sorunlarında da tüketilen ıhlamur çayı, içeriğinde bulunan farnesol ile anksiyeteye karşı da yatıştırıcı olarak fayda sağlıyor.
Yeşil çay (Camellia sinensis)
Antioksidan içeren bitkiler arasında en üst sıralarda yer alan yeşil çay aynı zamanda üzerinde en çok araştırma yapılan bitkilerden biri. Bildiğimiz siyah çayla arasındaki fark sadece işlenme tekniği. Yeşil çay, siyah çaya göre daha az işlem görüyor. Bu da onun antioksidan özelliklerinin korunmasını sağlıyor. Yeşil çayın ana bileşenlerinden biri olan epigallocatechin gallate’in (EGCG) kanser önleyici etkileri araştırılıyor. Araştırmalar EGCG’nin yağ yakımına yardımcı olarak kilo kontrolünü sağladığını da gösteriyor. Yeşil çayın içeriğindeki katekinler ve epikatekinler gibi antioksidanlar bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklarla savaşmak konusunda vücuda destek oluyorlar. Yapılan çalışmalar yeşil çayın ayrıca kas yenileyici özelliğini de ortaya çıkarıyor.
Melisa (Melissa officinalis)
İçeriğinde bulunun citromellol nedeniyle yatıştırıcı, sakinleştirici etkisi bulunan melisa, uykusuzluk sorununa, strese karşı bitkisel bir alternatif sunuyor. Eski çağlardan beri bu özelliğinden faydalanılan bitkinin çayı kas gevşetici özelliklere de sahip. Ana vatanı Güney Akdeniz olan, limonumsu hoş kokulu bu bitki, ülkemizde oğul otu olarak da biliniyor.
Kedi otu (Valeriana officinalis)
Kedinizi keyiften coşturacak bu bitki, sizi sakinleştirip huzura kavuşturabilir. Tabii eğer o kendine has, özel, biraz da rahatsız edici keskin kokusuna dayanabilirseniz. Aslında bu kokudan kediler çok hoşlanıyorlar. Bitkiye kedi otu denilmesinin nedeni de bu. Kaynamış suda demlendirerek hazırlayabileceğiniz bu çay, sakinleştirici etkisiyle uykusuzluk, anksiyete, stres, korku, karamsarlık, baş ağrısı gibi sorunları gidermeye yardımcı olabiliyor. Üzerinde birçok bilimsel araştırma yapılan bitkinin Avrupa’da resmi olarak uykuya yardımcı olduğu kabul ediliyor.
Kuşburnu (Rosa Canina)
Aslında yabani gül bitkisinin meyvesi olan kuşburnunun en önemli özelliği tam bir C vitamini ve antioksidan deposu olması. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği, biliniyor. C vitaminin yanı sıra tanen, pektin, karoten, meyve asitleri, A, B1, B2, K vitaminleri bakımından da oldukça zengin. Kuşburnu çayı, toksinlerin vücuttan atılmasına da yardımcı oluyor.
Tarçın (Cinnamomum verum)
Tarçın dünyada bilinen en eski baharatlardan biri. Tip 2 diyabetin semptomlarını azaltmaya yardımcı olduğuna dair birçok araştırma yapılıyor. Ballı tarçın çayı artrit ağrılarını azaltıyor. Kanın sindirim organlarına akışını hızlandırarak ishal, gaz, mide bulantısı gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi geliyor. Demir, kalsiyum ve magnezyum içeren tarçın, soğuk algınlığı semptomlarının giderilmesi amacıyla eski çağlardan beri kullanılıyor. Tarçınlı çayınızı içerken koklamayı ihmal etmeyin. Araştırmalara göre nefis kokusu hafızayı güçlendiriyor. Uzmanlar, kan sulandırıcı ilaçlarla kullanılmaması gerektiği konusunda ise uyarıyor.
Zencefil (Zingiber officinale)
Kat kat giyinmenize rağmen bir türlü ısınmak bilmiyorsanız hemen bir bardak zencefil çayı demleyin.
Antioksidanlar yönünden çok zengin olan zencefil, kan dolaşımını hızlandırarak vücudun ısınmasına yardımcı oluyor. Vitaminler yönünden çok daha zengin olan tazesini tüketmek en iyisi, ancak bulamadığınızda kurutulmuş formlarını da kullanabilirsiniz. Baharatlı ve güçlü tadıyla sizi hemen kendinize getirip tüm hücrelerinizi ısıtıyor. Zencefil, aynı zamanda mide bulantısına iyi geliyor, kasları gevşeterek gaz sorununa yardımcı olabiliyor. Daha lezzetli bir içim için limon ve minik bir kaşık balla tatlandırabilirsiniz.
İçinizi ısıtın: Bir fincan büyüklüğünde taze zencefili soyun, minik dilimlere bölün. Kaynattığınız 4 bardak suyun içine atın ve demlenmesi için ağzını sıkıca kapatıp 10 dakika kadar bekleyin. Bal ve limon ekleyerek tüketin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder